Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bozuk Gönderileri

Bozuk kitaplarını, Bozuk sözleri ve alıntılarını, Bozuk yazarlarını, Bozuk yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlarla ta­nışmak bana kendimi anımsatıyor, kendimi anımsadıkça seni unutmak zorlaşıyor. Dalında beni bekleyen mutluluk yere dü­şüp parçalanıyor.
Sayfa 84
Uyurken üstü­mü açtım sen gelip örtersin diye ve gözlerimi kapayıp kapayıp açtım belki de hiç gitmedin diye.
Sayfa 82
Reklam
Yazarak atıyorum içimden seni. Bu kaçıncı sayfa, kaç defteri doldurdum, bilmiyorum. Saymıyorum aslında; saymak ölüme yanaştırıyor beni.
Sayfa 80
Gözleri yerde. Benziyoruz: Gözlerimiz bizi kardeş kılıyor. Ama ben onu baştan ayağa süzerek üveylik güdüyorum. Doğrusu, satıyorum kadını. Diğerleri gibi, kelepçelere bakıyorum çünkü. Ve ayrıksılığım olağanlaşıyor.
Sayfa 75 - Yargılar Önden
Hayat, en ufak şeyleri bile düğümleyip veriyor bana. Gün geçtikçe bu küçük düğümleri, zevk aldığım acılara evir­me mahareti kazanıyorum.
Sayfa 75 - Yargılar Önden
Çene ke­miği oynamayan tek kafa benimki... Diğer herkes kalantor doktorları, süslü hemşireleri çekiştirecek; yaralarının kabuk­larını gösterip yarasının kabuğuna bakacak birilerini bulmuş. İyileşmek için gelinen hastanede, niyeyse en hasta olmak mak­buldür. Baş ağrısı kansere, etteki ezik koca bir kırığa yorulur. Bir işkence yöntemi olarak uğultu...
Sayfa 74 - Yargılar Önden
Reklam
Kasabada her hayat bir diğerini sular. Dört duvar arasında kaçıngan yaşamak, bir nevi koma halidir.
Sayfa 71 - Yargılar Önden
“ne kadar kilo almışsın sen böyle!”
Birbirini kasap vitrinindeki etlerden hallice tanıyan insan­ların vazgeçilmez girizgâhı. Canlı kantarın söylediklerinin ca­nımı sıktığını belli edince sıradaki gönül alıcı cümleyi duyuyo­rum: "Yakışmış ama!"
Sayfa 71 - Yargılar Önden
Önümüzdeki yirmi iki kişiden her birinin işi üçer daki­ka sürse... Beklemek: "Hastane"nin lügatimdeki karşılığı... Bekledikçe daha da hastalanır, hastalandıkça yeni hastalıklar edinip onlar için de beklersin.
Sayfa 69 - Yargılar Önden
Tıpkı söylediğim gibi orta şe­kerli kahvenizi akşamüstleri kurbağa yeşili berjere oturarak içiyor, temizlik ve ütü yaparken Zeki Müren dinliyordunuz. Çekmecelere naftalin keseleri koyuyordunuz. Kanaviçe işliyor, çeyiz düzüyordunuz bana. Annem oluyordunuz Ülfer Hanım. Duygu yoktu belki tavırlarınızda hâlâ, ama bir hayalden ötey­diniz ya... Mutluydum.
Sayfa 67 - Kırmızıkedi Yayınları
165 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.