Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Brecht Estetiği ve Sinema

Mutlu Parkan

En Eski Brecht Estetiği ve Sinema Gönderileri

En Eski Brecht Estetiği ve Sinema kitaplarını, en eski Brecht Estetiği ve Sinema sözleri ve alıntılarını, en eski Brecht Estetiği ve Sinema yazarlarını, en eski Brecht Estetiği ve Sinema yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir yandan sinema sanatından yararlanan insanların sayısı artarken, öte yandan onun içerdiği yanılsamacı etkiler de yaygınlaşmakta ve zaten günlük yaşamın sıkıntıları içinde boğulup ne yapacağını şaşırmış duruma gelen geniş kitleleri, akıl almaz düş dünyalarının tutsağı haline getirmektedir.
gerçeğin kendisi büyüleyici olma özelliklerine sahiptir ya da yaşamın görünen yüzünde ifade bulan olayları ortaya çıkaran yasallıkların kendiliğinden görülebilir durumda olmayışı, toplumsal ve tarihsel gelişmeyi ve gerçeği anlaşılmaz kılmaktadır. Böylece, yaşamın içinde geçen olaylar da anlaşılmaz olan her şey gibi büyüleyici bir görünüm arz etmektedir.
Reklam
"Fakat 'olmak' tabii bir şey midir? Hayır, bana hiç de öyle gelmiyor, hatta tam tersi, kanımca esrarlı, mucizevi ve tamamen doğaldışıdır."(P. P. Pasolini)
"Fotoğraf, realitenin yansıması değil, yansımanın realitesidir." (Brecht)
gerçeği yaşamınkinden farklı olmayan bir şekilde, yani "olduğu gibi" algılamaktan öteye gidememekte ve yaşamı güdüleyen yasallıklar üzerinde etkinlik elde edebileceği bir konuma gelememektedir. Yani, filmdeki olaylar ve karakterlerle özdeşleşen seyirci, eleştirel bir bakış açısına sahip olamamakta, olayları, dolayısıyla yaşamı, olduğu gibi kabullenmeye itilmektedir.
insanın temel özelliklerinden başlıcası, yaşama aktif olarak katılma, onu yönlendirme ve değiştirme potansiyeline sahip olmasıdır.
Reklam
*Toplumsal içerikli film kavramı Türkiye'deki sinema eleştirmenlerinin sinema literatürüne yaptıkları "dahiyane" bir katkıdır! Bununla anlatılmak istenenin ne olduğu tam bilinmemekle birlikte, okuyucu ve seyirci bu kavramın "ciddi" filmleri işaretlediğini hemen anlayıvermektedir. Oysa bilimsel filmlerin dışında (ki bilimin kendisinin de toplumsal bir belirlenimi olduğu açıktır), toplumsal içerikli olmayan film yoktur. Bütün filmler insan ilişkilerini anlattığına göre, en pespaye seks filmleri ve arabesk filmler de toplumsal içeriklidir. Dolayısıyla bu kavram gerçekte hiçbir şey söylememektedir. Bu kavram, politik olandan duyulan ürküntü motivasyonuyla icat edilmiş olsa gerekir.
Özdeşleşme sonucu, perdedeki olayların içine karıştırılan ve bunlarla bir yaşantı birliğine sokulan seyirci, olup bitenleri gözlemleyici bir tavırla inceleyip değerlendiremez. Dolayısıyla, bilinçlenip birtakım kararlar vereceğine, bilinçaltına sokuşturulan yargıları, edilgen (pasif) bir biçimde kabullenmek zorunda bırakılır. Zihinsel üretkenliği köreltilen seyirci, betimlemenin tüketicisi haline getirilir.
Gerçekte, betimlemenin tüketicisi haline gelen seyirci, aynı zamanda kendisi de tükenmektedir.
Çünkü, seyircinin tükenmesi, yani zihinsel faaliyetten yoksun bırakılarak her türlü eleştiriden uzaklaşması, "gerçeklik etkisi"nden doğmamakta, gerçeklik etkisinin aracılığıyla noktalanmaktadır.
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.