Kitap, babasının ücra bir köy okulunda öğretmenliği dolayısıyla, o köyde doğan ilkokulu bitirmeden ailecek kasabaya göç eden, üniversite hayatı için de yine ailecek büyükşehire (İstanbul) yerleşen bir kadının (muhtemelen yazarın), yıllar sonra emekliliğinin ardından yaşlanan ve hasta olan (alzheimer olabilir) anne babasına bakmak için onların yanına gidip gelmesini anlatıyor. Yazar güncel ile geçmişi iç içe ele alıyor. Annesi ve kendi üzerinden kadının aile ve toplumdaki ' tayin edilmiş ' rolüne vurgu yapıyor. Toplumsal ve bireysel analizlere, hayatın acımasızca hızlı akışı ve ona asla tam anlamıyla yetişilememesi düşüncesi eşlik ediyor.