Sartre’a göre, insanlar, bulantıyı her biri aynı şekilde yaşamaz. Bu durum sorumlulukla aynı paraleldedir. İnsan sorumluluk yükünü yok sayamaz ancak sorumluluklar, görmezlikten gelerek bulantıyı azaltsa da, bu durum görünüşten öteye gitmemekte ve yine bulantıya neden olmaktadır.
Burada insan için bulantıyı hafifletmenin tek yolu faaliyete, eyleme geçmektedir. Bu ise insanın önüne anlık bir bulantı yokluğu olarak çıkmakta ve yeni sorumluluklarla yeni sıkıntılar getirmektedir. Bu yüzden Sartre’da bulantı nedir? sorusunun cevabı insan bulantıdır şeklindedir. İnsanın varoluşunda bulantıdan ayrı düşünmek mümkün değildir.
Özellikle Sartre’da, varoluş ve insan bulantıdan başka bir şey değildir anla-
yışı esastır. Bunun nedeni ise kendini gerçekleştirmek durumunda olan insanın nedensiz, saçma bir varlıkla karşı karşıya kalmasıdır. İnsanın var o-
luşu ile birlikte bu durum ile yüz yüze gelmesi onda bir irkilme ve tiksi n-
me yaratır. Zaten Sartre, bu duyguları bulantı olarak adlandırır. Sartre’a
göre, bulantı, yalnızca öznel bir duygu değildir. Bulantı bize asıl gerçekl i-
ğini anlık bir parıldama içinde açmaktadır. İnsanın içinde yer aldığı dünya
düzensizdir, pistir ve karşı duran bir şeydir. İnsanın içinde yer aldığı dün-
ya insana göre uyumlu bir biçimde kurulmamış, tam tersine zalim, acıma-
sız, düşmanca ve saçmadır.