Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zulmetten Nura

Bunalım Çağından İslâmın Aydınlığına

Mehmed Şemsettin Günaltay

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hatamızı itiraf edelim. Allah'ın merhameti gazabından üstündür, hatalarını itiraf ederek hak yoluna dönenlerin kusurunu affeder. isyan yüzünden meydana gelen zararları pişmanlık sebebiyle telafi ettirir.
Sayfa 5 - marifetKitabı okuyor
İsyan ettik de ne yaptık? Hiçbir şey yapmadık! İşte en büyük günahımız en çirkin isyanımız budur.. evet hiçbir şey yapmadık, hakkın bize verdiği sermayeyi gerçek ve iyi ticaret yolunda kullanmalık.. hiçbir kuvvet ve kabiliyetimizi yaratılışa uygun yolda kullanmadık aklımızı tembelliğe düşüncemizi kısır ve faydasız konulara bağlı kalmaya mahkum ettik..
Sayfa 16 - marifetKitabı okuyor
Reklam
Cahil dostun fenalığı akıllı düşmandan çoktur derler. Ne kadar doğru! Dindarlık taslayacağız diye, farkında olmadan, dini temelinden yıkan, müslümanları tembellik ve yoksulluğa sürükleyen bedbahtların dine ve müslümanlara karşı yaptıkları ihanet, misyonerlerin akıllıca yaptıkları hıyanetten çok fazladır!
Sayfa 290 - Marifet Yayınları 1998 BaskısıKitabı okudu
Şahsi çıkarlarının sağlanmasını evlatlarının felâketinde arayan ahlâk düşkünlerine yüzbinlerce lânet!..
Sayfa 216 - Marifet Yayınları 1998 BaskısıKitabı okudu
Düğün yapmak, elinde avucunda ne varsa savurmak, sonra spekülatörlerin insafsız eteğine yapışmak! İşte halkımızın nefret edilen bir düşkünlüğü! Akıllıca bir düşünce ile değil, belki manasız bir düşkünlük sebebiyle kurulan ailede refah ve saadet aramak saçmadır. Çünkü ne var ne yok hepsi, düğünde harcandıktan sonra, birleşen karı-koca kendilerini acıklı bir yoksulluğun karşıladığını görecekleri için, doğal olarak aile arasında iyi geçinme, refah ve mutluluğun sağlanması da mümkün olamıyor, geçimsizlik yüz gösteriyor. İş boşanma ile, yuvanın dağılması ile sonuçlanıyor. Bu düğünden yararlananlar ise tefeciler (şimdi de bankalar) oluyor.
Sayfa 203 - Marifet Yayınları 1998 BaskısıKitabı okudu
Muhteşem Kanûnî devrinde şanlı ordular Macaristan ovalarında at koştururken İstanbul surları içinde birer irfan kütüphanesi olan Tıb ve Hadis fakülteleri ilim medreselerinden doğan ışın dalgaları da, Tıb, Matematik, Felsefe, Usûlü Fıkıh, Kelâm, Hadis, Tefsir gibi asrin fikrî ve medenî ihtiyaçlarını temin edecek yüksek ilim ve çeşitli fen huzmelerini Irak ovalarına, Anadolu yaylalarına, Kürdistan dağlarına, Balkan şahikalarına, Afrika çöllerine kadar yayıyorlardı. Bu sayede memleket feyzden feyze, zaferden zafere nail oluyordu.
Sayfa 151 - Marifet Yayınları 1998 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Kanûnî, Süleymaniye medreselerini yaptırıp öğrenime açtı. Süleymaniye Medreseleri, mütehassis yetiştirmek için kurulmuş olup Hadis, Tib, Matematik, Tabii İlimler bölümlerine ayrılmıştı. Bu bölümler içinde ayrıca Mûsila'lar yani Tetimme (ihtisasa hazırlama) medreseleri yapılmıştı. İbtida-i Dahil ve İbtidâ-i Hâric medreselerini tamamlayan bir öğrenci Tıb veya Matematik, Tabii İlimler tahsil edecekse Süleymaniye Tetimme'lerine (Mûsıla'larına), İlm-i Kelâm, Fıkıh, Arap Edebiyatı öğrenimi görecekse Fatih Tetimme'lerine kaydolunurdu.
Sayfa 149 - Marifet Yayınları 1998 BaskısıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.