Gerçek bir büyücü için zihninin içinde ve dışında olanlar arasında belirgin bir sınır yoktur. Bir şeyi arzularsanız o gerçek olur. Bir şeyden nefret ederseniz onun yok olduğunu görürsünüz. Bu açıdan, usta bir büyücü bir çocuk ya da deliden pek farklı değildir.
"Bir saniyeliğine hayatına bakıp ne kadar mükemmel olduğunu görsen ya. Seni gerçek yaşantına götürecek bir sonraki gizli kapıyı aramaktan vazgeç. Beklemeyi bırak. Hayat bu, bundan ötesi yok. Hayat burada duruyor ve elindeki hayatın tadını çıkarmaya başlamazsan nereye gidersen git, sonsuza kadar mutsuz olacaksın."
Mutlu olmadığını biliyordu. Ama neden? Mutluluğun tüm bileşenlerini özenle bir araya getirmişti. Tüm gerekli ayinleri yapmış, sözcükleri söylemiş, mumları yakıp kurbanları vermişti. Ama mutluluk, itaatsiz bir ruh gibi, gelmeyi reddetmişti.