O yüzden değil miydi beklenen felaket başa geldiğinde erkekten daha dirayetli duranın hep kadın olması? İçe atan taraf içten parça parça çökerken, dışarı çıkartan, yansıtan taraf istinat duvarlarını güçlendiriyordu ifrazatıyla..
Eşitsizlik, cinsiyetlerden bağımsız olarak bireysel düstursuzluğa bahaneler bulunduğu vakit tanımlanmaktan çıkmıştı çoktan. İnsanlar sadece tanımlayarak yaşıyorlardı, tanımların muhtevasına hakim değillerdi.
Oysa şimdi bütün bu pejmürde sahteliğin farkına varmasına sebep olan hâl, yaşadığını iddia eden herkesin sadece kendini kandırdığını fısıldıyordu kulağına.
Bütün bu düşüncelerden Şuhran'ın "eh artık yemeğimizi sipariş etsek" sızlanışı ile uyandı. Kendi siparişini vermesinin ardından, sevdiğinin siparişini söylemek üzereydi ki, Şuhran neredeyse altı kişilik bir aileyi doyuracak bir yemek dizisi siparişine başladı.
Bunca yemeği yedikten sonra nasıl bu kadar ince kalabildiğini merak etmesi bir yana, parası olsaydı bile bunca yemeği ödemeye yetmeyeceği düşüncelerini ekledi. Olsun parayla saadet olur muydu ki? Belki de olurdu. Mahkemeye yeterli dava harcını yatırdığı zaman insan basit bir nüfus davası ile ismini değiştirerek Saadet yaptırabilirdi. Demek ki parayla Saadet oluyor ve olunuyordu.