Büyükelçinin Gözünden Suriye
Ömer ÖnhonSözler ve Alıntılar
Suriye’den Lübnan’a geçince karşımıza çıkan ilk kasaba Anjar’dır. Eski bir Emevi şehrine ait kalıntıların bulunduğu Anjar’ın bizim açımızdan önemi Anadolu’dan göçen Ermenilerin yaşadığı bir kasaba olmasıdır. 1915’te Fransız ve İngiliz savaş gemileri, Musa Dağı’ndan tahliyeleri filmlere de konu olan 4500 civarında Ermeni’yi, Mısır’da Port Said şehrinin karşısında yer alan Port Fuad’a taşımışlar, bu gruptan bir kısım Ermeni sonraki yıllarda Lübnan’a geçerek Anjar’ı kurmuştur. Tamamına yakını Ermenilerden oluşan bu kasabada Taşnaklar hakimdir ve Türkiye’ye karşı olumsuz hisler yoğundur.
Bir zamanlar Halep’in sosyal hayatında önemli bir yeri olan Baron Otel’i ziyaret ettik. 20.yüzyıl başlarında Anadolu’dan Halep’e göçen Armen Mazlumyan tarafından 1911’de kurulmuş olan bu otelde dönemin birçok ünlü kişisi konaklamış.Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Kral Faysal, Theodore Roosevelt, Agatha Christie, Arabistanlı Lawrence ve İsveç Kralı Gustav bu önemli misafirlerinden bazılarıydı. Atatürk’ün kaldığı 201 numaralı odayı gördük. Otel eski ihtişamından çok şey kaybetmiş ama hala hayatta olması çok güzel. ( İç savaşta da zarar görmediğini öğrenmekten memnuniyet duydum.)
Bölgedeki Arap ülkeleri, “cumhuriyet”, ”krallık” veya “emirlik” gibi hangi sıfatla tanımlanırsa tanımlansınlar, ortak özellikleri, her birinin tek bir lider, aile ve parti tarafından yönetiliyor olmasıdır.
Bogdanov, Suriye rejiminin vaatlerini yerine getirmekte geciktiğini, Rusya'nın bu yöndeki telkinlerini de dinlemediğini, bu durumdan ve gidişattan endişe duyduklarını, ancak Esad'ın Kaddafi gibi köşeye sıkıştırılmasının kimseye bir yarar sağlamayacağını, Esad'a çıkış yolu gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Suriye'de kürtler organize oluyor
21 Mart 2013'te öcalan'ın mektubu, pervin buldan tarafından kürtçe ve sırrı süreyya önder tarafından Türkçe olarak, Diyarbakır'daki nevruz mitinginde okundu.
öcalan mesajında ''Artık silahlar sussun, fikirler konuşsun noktasına geldik. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir. Şimdi söz konusu olan bu mücadeleyi bırakmak değil, daha farklı bir mücadele başlatmaktır'' diyordu.
Laiklik, devlet ve vatandaş olmanın mihenk taşlarından biridir.
Geleceğe dair belirsizlik, kaos hali, devlet yapısının çökmesi, Suriye’nin Irak gibi olması, mezhep çatışması, radikal İslamcı grupların yönetimi ele geçirmesi ve ülkenin bölünmesi olasılıkları halkın önemli bir bölümünde endişe ve korku yaratıyordu. Rejim karşıtı bazı gösterilerde diğer din ve mezhepler aleyhinde sloganlar atılması ve pankartlar açılması bu yöndeki korkuları depreştirmiş ve rejime de bu endişeleri geniş şekilde istismar etme imkanları vermişti.
Amerikalılar ve Avrupalılar olaylar başlar başlamaz muhaliflerle görüşmeye geçtiler. Ben ise onların aksine, Mayıs ayı ortalarına kadar muhaliflerle doğrudan temas kurmadım. Ankara’nın bu konuda talimatı vardı. Ancak bir süre sonra bu işin böyle yürümeyeceğini gördük. Doğrudan görüşmekte ve dinlemekte yarar vardı. Ankara’nın onayını alarak bu yönde ilk adımları atmaya başladım. Yine Ankara’nın bilgisi ve talimatı dahilinde, Suriye makamlarına, yani Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat yetkililerine muhaliflerle görüşmeye başlayacağımızı, bu suretle sorunun çözümüne başka bir boyuttan da katkıda bulunma imkanımızın doğacağını bildirdim. Bu görüşümüze karşı çıkmadılar.