Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büyüklere Feminist Masallar

Suniti Namjoshi

Büyüklere Feminist Masallar Sözleri ve Alıntıları

Büyüklere Feminist Masallar sözleri ve alıntılarını, Büyüklere Feminist Masallar kitap alıntılarını, Büyüklere Feminist Masallar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
YILAN VE FİIAVUN FARESİ
Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde, tatlı mı tatlı bir firavun faresine yılan aşık olmuş. Dişi farenin küçük pembe suratı, başını sağa sola ve geriye döndürürken sergilediği hali tavrı yılanın aklını başından almış. Sıcak ve aydınlık bir öğle sonunda, yılan bir Hint incirinin altında fareye aşkını ilan etmiş. "Ben bir prensim, yılanlar
Sayfa 61 - Güldünya Yayınları
"Ben bir makineyim, başka bir şey olabilmek için gereken zamanı da hiç bulamadım. Şarkı bile söyleyemiyorum'' diye düşündü. Bunun üzerine günlük plankton alımını azalttı. Bir süre açlık içinde kıvrandı sonra da öldü. Fakat ölmeden önce şarkı söylemeyi öğrenmişti. Çok da başarılı olmuştu. Bir ya da iki etkinlikte oldukça güzel söylemişti.
Sayfa 179 - Güldünya Yayınları
Reklam
Dişi Kuğu
Şimdi anlatacağım masal, kuğu olmaya özenen bir yavru ördek hakkındadır. Dişi yavru ördek gecesini gündüzüne katar; kuğuların tarihini, edebiyatını, kuğuluğun şartlarını, umutlarını, ideallerini ve nesillerdir saygı duyulan geleneklerini öğrenir. Çabalarının sonunda kuğular ördek yavrusunun onlar için faydalı olacağını kabul ederler. Ördeklerin davet edilmediği bir ziyafet tertip edip bu yavru ördeğe Fahri Kuğu olduğuna dair bir belge verirler. Ördek çok mutludur, kuğu olmayı arzulayan ördekler için de umut olmuştur. Bazı ördekler bunu hiç ciddiye almaz, hatta kahkahalarla gülerler: Ördek ördektir ve bir ördek kuğu olmaya heves etmemelidir. Bir ördek, doğası gereği bir kuğunun daha alt sınıfında yer alır. Bu onların kabullendikleri gerçektir. Bazı ördekler bu olayı hemen unutup badi badi su üzerinde ilerlerler. Bir grup ördek ise olayı unutmaz, çünkü öfkelidirler: "Gerçeği görmek lazım. Çıkarmamız gereken ders, bu ördeğin bizi aldattığıdır. Bundan sonra ondan ördek diye söz edilemez. O bir kuğudur artık:' Andersen'e giderler. "Hımmm bir sürü ördek ve ördek havuzu var. Ne olacak biri eksilse? " der, fakat bu cümle ördekleri tatmin etmez. Şöyle bir açıklama daha yapar: "Üzerinde durulması gereken şudur ki, sizler ördekliğin doğasını ve kuğuluğun değerlerini sorguluyorsunuz:' "Biliyoruz. Peki, bundan ne zaman vazgeçeceğiz?" "Bilmiyorum" der Andersen. "Sizler kendi fabllarınızı yazıyorsunuz:'
Sayfa 33 - Güldünya Yayınları
sen de benim kızımsın. Bir oğlum olmasını ummuştum fakat önemli değil. Sana bildiğim her şeyi öğreteceğim
Sayfa 7 - Güldünya Yayınları
Genç olan olduğu yere kıvrıldı. Yaşlı kertenkelenin anlattıklarında hoşuna gitmeyen bir şeyler vardı fakat ne diyebilirdi ki? Anlatılan kadim bilgelikti.
Sayfa 188 - Güldünya Yayınları
Amazon
Kadın sabah uyanır, arabasına biner ve işe giderken bazı saldırgan hareketlerle karşılaşır: Sebep olanlar arasında kamyonlar, bir kadın sürücü ve bir erkek vardır fakat birkaçı naziktir, kadın onlara minnettardır. Sigara almak için bir büfenin önünde durur. Büfe sahibi ısrarla kadına asılır, onunla flört etmek ister. Kadın kabul etmez, adam çok kızar. Az daha gittikten sonra kadın bu kez şarap almak için bir dükkanın önünde durur. Satıcı kadınların cahil olduğunu bilmektedir bu nedenle ona "canım'' diyerek bazı öğütler vermeye başlar. Kadın ona nazikçe ne istediğini bildiğini anlatmaya çalışır. Mümkün olan en nazik şekilde de kendisine "canım'' demesinden hoşlanmadığını anlatmaya çalışır. Satıcı küplere biner. Adamın hiddetlendiğinin farkındadır, gerginlikten karnına ağrılar girse de yapması gerekeni yapar. İşyerinde birkaç kes "bayan" denerek çağrılır, ideolojik bir problemdir bu. Akademik unvanları vardır, illa otoritesini mi kullanmalıdır? Günler geçmek bilmez. İşini çok sevmektedir. İş arkadaşları nazik ve liberaldir. Günlük hayatın sıyrıkları canını acıtmaktadır.
Sayfa 175 - Güldünya Yayınları
Reklam
AY IŞILDADIĞINDA .
Aşık olduğunda hayal kurmak istedi fakat hayallerde de kötü giden şeyler oldu. Şarkı söylemek bir kadının başka bir istedi kadına fakat söyle yebileceği şarkılar yoktu. Bir ses istedi. Jest ve mimikler istedi. Bir tavrı olsun istedi. Fakat sahip olunası bu şeylerden hiçbirisi yoktu. "Seni seviyorum" dedi arkadaşına, umutsuzdu. "Ben de" dedi kadın karşısınd aki kadının üzüntüsünü anlamaya ve anlamlandırmaya çalışarak ve sordu: "Neden mutsuzusun ?" "Çünkü sana olan sevgimi nasıl anlatacağımı bilmiyorum:' 'Anlattın bile" dedi arkadaşı gülümseyerek. İkisi birden güldü sonra. Birbirlerinin kollarına atıldılar, sımsıkı sarıldılar. Sonra ne mi oldu? Ay geldi durdu tepelerinde, ışığını onlara gönderdi. Yeşil otların içinde çiçekler bitti. Büyük ihtimalle ilkbahardı ve ikisi de birbirine aşıktı.
Sayfa 75 - Güldünya Yayınları
Dişi Antropoit
Çok eski çağlarda erkekler kendi kendilerini çoğaltmanın yolunu bulmuşlardı, çocuk erkeğin başından doğuyordu. Bu neslin çocukları yakışıklı koşucular, soylu savaşçılar oluyordu. Yiyen içen avlanan bu erkek çocuklar, çok da akıllılardı. Günlerden bir gün insana çok benzeyen yeni bir canlı türüyle tanıştılar. Bu türe ait olan canlılar insana benzemesine benziyordu fakat onlardan daha alt bir sınıfa mensuptular. Bu yaratıkları egemenlikleri altına aldılar ve onları köleleştirip çocuk doğurma, çocuk bakma, gündelik işleri yapma gibi zeka gerektirmeyen basit işlerden sorumlu tuttular. Bazılarını da özel zevkleri için safkan atlar gibi yetiştirdiler. Gerektiği gibi koşullandıkları takdirde köleler yumuşak başlıydılar ve sahiplerine müthiş bir sadakatle bağlıydılar. Bu türün ehlileştirilmesinden sonra erkeklerin medeniyeti süratle ilerleme kaydetti ve hala da tozu dumana katarak ilerliyor.
Sayfa 19 - Güldünya Yayınları
Efsane
Uzak diyarlarda bir kadın canavar yaşarmış. Denizin fersah fersah altında yaşayan canavarın masalı, bilim erkeklerinin onu yakalamayı üzerlerine vazife edinmeleriyle sona ermiş. Bir araya gelen erkekler devasa ağlarla onu yakalayıp kıyıya taşımış, koca koca kamyonlarla bir amfi tiyatronun tam ortasına getirip-anca sığar diye düşünmüşler- canavarı parçalamaya başlamışlar. Orasını burasını keserlerken anlamışlar canavarın hamile olduğunu. Güvenlik güçlerine haber edilmiş, kapılar mühürlenmiş. Dünyanın geleceği için kaygı duymuş bu adamlar, elbette ki en ince detayı bile düşünmelilermiş! Canavardan doğacak olanlar dünyaya yayılırlarsa, kötü şeyler olabilir diyeymiş tüm yapılanlar. Fakat dişi canavar karnındaki yavrularıyla birlikte oracıkta ölmüş. Tehlikenin geçtiğinden emin olduktan sonra kapıları açmışlar. Bir sorunları daha varmış. Canavarın cansız bedeni kokmaya başlamış. Bilim erkeklerinin arasında kokuya dayanamayanlar olmuş. Yine de pes etmemiş, gaz maskelerini takarak, nöbetleşe çalışıp başladıkları işi bitirmişler. Nihayet canavarın etlerinden sıyrılmış iskeleti pırıl pırıl karşılarındaymış. İskelet, milli müzede sergileniyor. Artık efsane olan, bilim erkeleridir. Fanusun altındaki taş levhada dünyayı kadın canavardan kurtarmış kahramanların isimleriyle birlikte şu cümle yazılıdır: "Korkunç Kadın( canavar).Bu yaratığın kokusu erkekler için tehlikelidir."
Sayfa 51 - Güldünya Yayınları
İşte evlat gerekli olan tek şey bilgi ve bilgeliktir.
Sayfa 187 - Güldünya Yayınları
107 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.