Çağlayanlar Gönderileri

Çağlayanlar kitaplarını, Çağlayanlar sözleri ve alıntılarını, Çağlayanlar yazarlarını, Çağlayanlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her mısrada, her nefeste tekrarlanan "bela"lara dikkat eden bir ecnebi bu duygudan, bu arzudan bir şey anlayamaz, bir zevk hissedemez. Fakat bu duygu ne kadar bizimdir! Ne kadar Türk'ündür! Bu bela tutkusu, bu bela yakınlığı hangi millette vardır? Hangi kavmin edebiyatında bela, felaket bu mertebe aşk ile, şevk ile okunmuştur?
Sayfa 127 - BayramKitabı okudu
Bütün Doğu bir şehitlik, bir Kerbela'dır. Türk onun ezelî kurbanı, daimî şehididir. O şehidin şimdiki hayatında bela elbisesi ve gam gıdasıydı. Azap eğlencesi, mahrumiyet alışkanlığıydı. Onun yaratılıştan belazedeliğini en millî ve en samimi şairin inleyişlerinden anlamalıdır. Bu harabenin munis bülbülü bir baykuştur. Türk'ün milli şairi Fuzuli'dir. İnsanlara bir saadet vadeden aşk bile Türkler için bir beladır. Ah Doğu'da bela olan aşk, sefa olan muhabbetten bin kere çok değil midir?
Sayfa 126 - BayramKitabı okudu
Reklam
Bugün bu saadet tasvirlerinin üstlerine birer siyah tül çekildi. Kaç bayram var ki ben de gülmedim. Kaç bayram var ki gözlerimden yaş yerine, ateşler saçarak gizli gizli ağladım. Zavallı milletimle beraber... Milletimle beraber her bahar, dalları budanan asma gibi can acısıyla ağlarken yine devri gelince bol bol meyve verebileceğimizi umuyordum. Fakat her mevsimde bir kasırga bütün tomurcuklarımızı koparır, ezer ve bizi yerlere çarpardı. Bu ulu ağaç yerlerde sürüne sürüne kurudu ve etrafını dikenler, ısırganlar bürüdü. Bu otlar büyüdü ve o, çürüdü. Zavallı koca asma! Bedbaht milletim!.. Bedbaht Türkler! Sizin elmas ruhunuz bir kuyumcu eline düşmemiş. Bahtınızın alnına daima kaba taşçılar birer mezar kitabesi kazımak için çekiçlemişler.
Sayfa 126 - BayramKitabı okudu
Bahar! Bahar! Bahar! Ben baharımı mezarımda açılacak dikenlerde görüyorum.
Sayfa 124 - BaharKitabı okudu
— Hayır, dedi, bütün kokuları bir siyah tül ile örtülü sanıyorum. Lale bir açık yara, gonca bir kan pıhtısı, sümbül çitişmiş bir hasta saçı, menekşe, mavi gözlerin damla damla yaşı... — Bütün bir senenin fecri bahar! Bak sana ne neşeli dakikalar vadediyor. — Bende şimdi bir zevk kaldı: Ağlamak zevki... Bir ümit kaldı: Mahşer ümidi.
Sayfa 124 - BaharKitabı okudu
Fesim bükülmüş, boynum bükülmüş, boyunbağım bükülmüş, belim bükülmüş. Ölü, küçük dalgalar gibi düzensiz mavi, tümsek kaldırım taşları üstünde, batıp, çıkan bir çürük sandal acziyle sallana sallana ilerlemek istiyordum, yürüdüm, yürüdüm. Sahile kadar geldim. Haraptım. Issız viraneydim. Mavi deniz önümde, mavi gök üstümde idi. Taze baharın serip, serptiği ışıklara sarılmıştım. Denizin kenarında idim. Arzın kenarında idim. Dalgalar taşlara çarparak sinelerini yırttıkça ipliği kopan inci gerdanlık gibi gözyaşlarım göğsüme dökülüyordu.
Sayfa 122 - BaharKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.