Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cahiliyye'yi Farklı Okumak

Mehmet Azimli

Cahiliyye'yi Farklı Okumak Sözleri ve Alıntıları

Cahiliyye'yi Farklı Okumak sözleri ve alıntılarını, Cahiliyye'yi Farklı Okumak kitap alıntılarını, Cahiliyye'yi Farklı Okumak en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Cahiliyye, Cahil Demek Değildir
Cahiliyye kelimesi her ne kadar negatif bir anlam yüklense ve genellikle böyle kullanılsa da esasen İslam ile eski dönemi ayırt etmek için kullanılan bir sözcüktür. Değilse aralarında çok keskin bir ayrım olması anlamında değildir. Cahiliyye ile kastedilen sadece “cahillik ve ilimsizlik” değildir. Böyle bir anlayış yani Cahiliyye için sürekli kullanılan bu zemmedici dil, Kur'an'dan da destek bulmaz. Çünkü Kur'an'da geçen Cahiliyye kelimesi Türkçedeki karşılığı gibi cahillik, ilimsizlik olarak değil, hilimsizlik ve uygununu yapmamak olarak zikredilir. Bu kelime Cahiliyye döneminde de böyle algılanıyordu. Müslümanlarca "Ebu Cehil" olarak anılan Amr b. Hişam da cahil biri olduğundan değil, kaba ve zorba olduğundan bu sıfatı almıştır. Hz. Peygamber'in Ebu Zer için söylediği, “Ya Eba Zer! ... sen, içinde henüz Cahiliyye bulunan bir kimsesin..." şeklindeki hadiste kastedilen de kabalık ve kötü ahlak anlamındadır. Bu bağlamda o dönem insanlarını “cahil-cuhela” gibi bir tasvirle anlatmak yerine, hak karşısında direnen ve kabalaşan insanlar olarak anlatmak daha uygun olmalıdır.
Sayfa 13 - Ankara Okulu Yayınları
Sarık/Cübbe Peygambere Özgü Bir Kıyafet Değildi
İslam Cahiliyye toplumundan ayrı bir giyim modeli önermedi. Hz. Peygamber'in giydiği elbise, sarık , cübbe ile Müşriklerin giydikleri arasında bir fark yoktu. Yani insanlar İslam'a girince giyim tarzlarını değiştirmediler." Bu sebepledir ki Hz. Peygamber, savaşlarda parola kullanmak zorunda kalmıştır. Çünkü bugünkü gibi "mavi bereliler-bordo bereliler" şeklinde askeri bir üniforma bulunmuyordu. Bu sebeple bazen Müslümanlar savaş meydanında Müşrik zannederek birbirini öldürüyorlardı.
Sayfa 139 - Ankara Okulu Yayınları
Reklam
Ashab-ı Uhdud
Himyerilerin bulunduğu bölgede putperestlik hakim idi ve “Nasr" isimli puta taparlardı. Sonraki yıllarda Habeşlilerin istilasına uğradılar ve Hıristiyanlık yayılmaya başladı. Bizanslılar da bölgeye hakim olmak ve ticari faaliyetlerini genişletmek için Hıristiyanlığın bölgede yayılmasına destek veriyorlardı. Bu amaçla bölgeye papazlar göndermişler ve Necran'da bir manastır inşa ettirmişlerdi. Diğer bir din olan Yahudilik bölgeye tüccarların yaptığı seyahatler sonucu ulaşmıştı. Yahudiliği seçen kral Zu Nuvas, Yosef adını almış ve bölgede Hıristiyanlığı yok etmek amacıyla Necran'a saldırmıştı. Kur'an ifadesiyle muvahhit mümin Hıristiyanları Yahudiliği kabule zorlamıştı. Kabul etmeyenleri "Uhdud” adı verilen içi ateş dolu çukurlara atarak diri diri yakmıştı.
Sayfa 33 - Ankara Okulu Yayınları
Haceru'l-Esved Günahlardan Karardığı İddiası
Haceru'l-Esved'in Hz. İbrahim'in tavafa başlangıç işareti olsun diye Ebu Kubeys dağından getirttiği bir taş olduğu zikredilir. Müşriklerce kutsal kabul edilir ve meshedilirdi.İslam'dan sonra da tavaf başlangıcı işaret taşı olarak kullanılmıştır. Bu taş hakkında cennet yakutlarından bir taş olup, , süt gibi bembeyazken ona el süren insanların günahları yüzünden simsiyah olduğu gibi uydurma aktarımlar mevcuttur. Halbuki Cahiliyye döneminde çıkan bir yangın sebebiyle siyahlaşmıştı.
Sayfa 113 - Ankara Okulu Yayınları
Kur'an'ın Hz. Peygamber'in dilinden ifade ettiği şu ayet­leri de bu kanaati pekiştirmektedir: "De ki: "Ben peygam­berlerin ilki değilim . . . ""Bu Kur'an'ı, daha önce gelenleri tasdik eden ve onların doğrularını korumak üzere hak ola­rak indirdik . . . " Hz. İsa da İncil'de benzer bir şekilde şöy­le demiştir: "Kutsal yasayı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben öncekini ge­çersiz kılmaya değil. tamamlamaya geldim." Hz. Peygam­ber'in de "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim. " sözü dikkat çekicidir
Eski Sümer'de Allah inancı yiyen, içen, cinsel beraber­liğe giren, çocukları olan, çoğu kez ölümlü olan şeklindey­di.Allah'ı bir insan vasfında algılıyorlardı. Eski Mezopo­tamya ve Eski Yunan'dan geçtiği anlaşılan bu düşüncenin benzeri müşriklerde de bulunuyordu. Bu sebeple onların bu algısı üzerinden kimi ayetlerde onlara hitap edilmiştir: " . . . Allah'ın eli onlann ellerinin üstündedir .. " Yine ben­ zer şekilde Mezopotamya dinlerinde, "Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. "şeklindeki anlayış, Hz. Peygamber'in dilinden de aynı şekilde dökülmüştür; " Allah Adem'i kendi suretinde yarattı. . " Allah'ı tanımada önemli olduğu düşünülen Esma-i Hüs­na dediğimiz Allah'ın doksan dokuz ismi şeklinde belirtilen tanım, Hıristiyanlıkta da mevcuttu. Bu anlayış hadis kitaplarına da yansımıştır ki bazı Hıristiyan anlayışlara göre; doksan dokuz ismi bilinen Allah'ın, yüzüncü adını bulmak ve öğrenmek kurtuluşun işaretidir.
Reklam
cahiliye döneminde evlilik
Cahiliyye dönemindeki evlilik törenleri ile İslam sonrası evlilik törenlerinin arasında fark yoktur. Örneğin Cahi­liyye'de evlilikte veli izni uygulaması vardı. Hz. Peygam­ber'i kızına denk görmeyen Hz. Hatice'nin babası kızını vermemişti. Bu sebeple Hz. Hatice babası sarhoş iken bu izni ağzından almış ve verdiği sözden geri dönemeyen ba­bası evliliğe razı olmuştu
Sayfa 116Kitabı okudu
Yahudilik, Hristiyanlik ve İslam'da Namaz!
Bu günkü namaz kılma şeklimiz eskiden beri bilinen bir ritüeldi. Yahudilerde namazın rükunleri ve secde var­dı. Onlarda da namaza tekbirle başlanır kıyam, ruku, secde, kade ve selam ile biter. Yahudilikte namazın rekat­ları sabah 2, öğle 4, ikindi 4, akşam 3, yatsı'dir. Hıristi­yanlarda da Süryanilik gibi kadim mezheplerde beş vakit namaz farz olup, erkekler önde çocuklar ve kadınlar arka­da namaza durulur ve el bağlanarak rüku, secde ile namaz tamamlanır. 77
Bunu hiç düşünmemiştim
Huzaalılar döneminde Mekkelilerin putlara tapmaya başladığı ile ilgili anlatımlar doğru değildir. Bu bağlamda Hübel'i Mekke'ye getirenin Huzaalı Amr b. Luhay ve onun kötü adetlerin başlatıcısı olduğu şeklindeki Kureyşi söylem ve onun cehennemdeki hali ile ilgili Hz. Peygamber'den nakledilen tasvirler ihtiyatla karşılanmalıdır. Çünkü Kureyşlilerin Mekke'den çıkardıkları Huzaalıları kötülemeleri gayet doğaldır.
Sayfa 41
347 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.