Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

20. Asrın Casusluk Şebekesi

Cambridge Beşlisi

Ferit Temur

Cambridge Beşlisi Sözleri ve Alıntıları

Cambridge Beşlisi sözleri ve alıntılarını, Cambridge Beşlisi kitap alıntılarını, Cambridge Beşlisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu bağlamda yukarıda sunulan bilgiler ışığında 1919 yılından itibaren Sovyet İstihbaratı tarafından casusluk faaliyetlerine başlanılan Türkiye’de Rusların kat ettiği mesafeyi tahmin etmek güç değildir. Nitekim Rusya Dış İstihbarat Servisi tarafından yayınlanan bir belgede, KGB’nin İstanbul İstasyonu’nun Şefi olan Baturin’in (kod adı Leonid) 1940-1944 yılları arasında tam 9 önemli kişiyi devşirdiği ifade edilmektedir!984 Üstelik Baturin tarafından Sovyet İstihbaratına angaje edilen Türkiye’deki bu 9 önemli casusun deşifre olmadan uzun yıllar SSCB’ye başarıyla hizmet ettiği vurgulanmaktadır.985 Burada belirtilen “Türkiye Dokuzlusu’nun” sadece 1940-1944 yılların arasında ve tek bir KGB istihbaratçısı tarafından devşirildiğini vurgulamakta fayda vardır. Zira 1919-1991 yılları arasında Sovyet İstihbaratına çalışan gizli Türk komünistlerin sayısı bununla sınırlı kalmamaktadır. Bununla birlikte bu konu mevcut çalışmanın kapsama alanına girmediği ve başlı başına ayrı bir akademik çalışmayı gerektirdiği için daha fazla ayrıntıya burada girilmeyecektir.
Sayfa 283Kitabı okudu
Rusya İşçi Hareketi’nin iktidarı ele geçirmesine fırsat tanıyan ülke içindeki bu elverişli şartlara dış konjonktür de uyum göstermiştir. Zira 1917 yılında artık ABD’nin de Almanya karşısında savaşa gireceğini ilan etmesinden sonra iyice zor duruma düşen ve kaynakları tükenen Almanya tüm imkânlarıyla yeni manevra alanları oluşturma ve şartlarını düzeltme yolları aramıştır.11 Böylesine kritik bir dönemde Aleksandr Parvus Alman Hükümeti’ne, Rusya’da iktidarı ele geçirmeyi hedefleyen Bolşevik Hareket’in, olası bir devrim yapması halinde bunun Almanya’nın çıkarlarına hizmet edeceğini öne sürerek, mutlaka desteklenmesini teklif etmiştir.12 Bu doğrultuda Alman İstihbaratı Vladimir İlyiç Lenin’in Rusya’ya dönmesine izin vererek onun burada bir devrime öncülük etmesini ve ardından Almanya’yla barış yapmasını hedeflemiştir. Sonuç itibariyle Almanlar 1917 yılında, Bolşevik Hareket’in yurt dışında bulunan lideri Lenin’in Almanya üzerinden trenle Rusya’ya gitmesine izin vererek bu planı uygulamaya koymuşlardır.
Reklam
Benzer şekilde KGB eski görevlisi Yuriy Modin’in hatıraları da Stalin’in 1945 yılında yarım kalan “boğazlar takıntısından” vazgeçmediğini ve sürekli ABD’nin bu meselede nabzını tutarak Türk Boğazlarını ele geçirme fırsatı kolladığını göstermektedir. Modin, Stalin’in Türk Boğazları’nı hedefine koyduğunu, savaşı kazanan tarafta yer almasına karşın çok güç kaybeden İngiltere’den çekinmediğini, yanlızca ABD’nin bu planı suya düşürecek yetkinlikte olduğuna inandığını, bu nedenle Sovyet küresel strateji ve politikalarının belirlemesindeki en etkili organ olan istihbarata konuya yoğunlaşması için talimat verdiğini anlatmaktadır.966 Bu durum karşısında KGB harekete geçerek İngiltere–ABD ilişkileri konusunda (bugüne kadar bilinen) en yetkili casusu Donald Maclean’a müracaat etmiştir. Moskova Merkez’den gelen talimat doğrultusunda Maclean, Vaşington–Londra–Ankara ekseninde ivme kazanan mekik diplomasisinin bizzat içinde bulunmuş ve bu süreçte tarafların Boğazlar meselesinde Sovyet tehdidine karşı müşterek hareket etme noktasında uzlayışıya vardıklarını Rus yoldaşlarına bildirmiştir.967 Bunun üzerine Stalin sınırdaki üç tümenini Romanya ve Bulgaristan’a göndermiş, Türkiye de Bulgaristan ve Gürcistan sınırına askeri birliklerini yığmıştır. Maclean, teyakkuz halinde bulunan tarafların adeta kıvılcımı beklediği bir anda Moskova Merkez’e ABD’nin Türk çıkarlarını koruma konusunda kararlı olduğunu bildirerek Stalin’e geri adım attırmış ve yeni bir üçüncü dünya savaşının çıkmamasında çok kritik bir rol oynamıştır
Sayfa 278Kitabı okudu
Oysa sarsılmaz bir inançla dünyanın geri kalanını Rusya’daki gibi sosyalist bir düzene kavuşturma amacıyla mücadele eden uluslararası komünist hareketin (Komintern) üyeleri bu ülkede halkın gerçekte nasıl bir yaşam sürdüğünün farkında olamamıştır. Dahası, dünyanın dört bir yanında komünizmin yayılması için mücadele veren KGB’nin Rus ya da gayri Rus ajanları aslında kişisel olarak Stalin’in öncülüğünde Sovyetler Birliği’nde şekil bulan komünizmi temsil etmiyorlardı. Bu çalışmaya konu olan Cambridge Beşlisi gibi dünyanın çoğu ülkesinde, salt komünizmin insanlık için en ideal düzen olduğuna inanan birçok gönüllü KGB casusu hayatlarını bu ideal uğruna harcarken, SSCB’deki “ideal düzen” Lenin başta olmak üzere neredeyse bütün devrimci kuşağı ortadan kaldırmıştır. Bu iç kıyım, “Büyük Temizlik” Operasyonu denilen süreçte deyim yerindeyse zirve yapmıştır. 1936-1938 yılları arasında gerçekleşen ve kara bir leke olarak Rus tarihine kazınan bu operasyonda sadece KGB’den 20 bin kadrolu istihbaratçı infaz edilmiştir! Yine Sovyet-Rus kaynaklarının aktarımına göre söz konusu yıllarda “ideal düzenin” merkezi Moskova’da bulunan yabancıların çoğu her an casusluk suçlamasıyla tutuklanma korkusu içinde aklını oynatmıştır
Sayfa 286Kitabı okudu
II. Dünya Savaşı sonrası “Müttefikler” arasında ihtilaf sebebi olan ve Soğuk Savaş’a giden süreçte önemli bir payı bulunan konu İstanbul ve Çanakkale Boğazları’nın geleceği olmuştur. Sovyet–Rus kaynaklarında Stalin’in, Çarlık Rusya’sının jeo-stratejisini sürdürerek SSCB’yi Karadeniz üzerinden Akdeniz’e bağlama ve böylelikle Türkiye üzerinde kontrol kurma amacıyla Türk Boğazları’nı ele geçirme planları yaptığı açıkça belirtilmektedir.963 Boğazlar meselesinin istihbari yönünü de dönemi inceleyen istihbarat tarihçilerinin çalışmalarında ve döneme tanıklık eden KGB’nin eski görevlilerinin hatıralarında görmek mümkündür. İstihbarat tarihçisi İ.G. Atamanenko “Şpionskiy Pas’yasns” (Casus Sabrı) isimli kitabında 1945 yılında ABD’nin Japonya’ya atom bombası atmasını Kızıl Ordu’nun Tebriz üzerinden Türkiye’ye yöneldiği bir sırada gerçekleştiğini, zira Amerikalıların atom bombası kullanmasının asıl sebebinin Rusları, Türkiye’yi işgal etme planından vaz geçirmek olduğunu iddia etmektedir. Atamanenko, bu durum karşısında Stalin’in Parti Yönetimine, “İstanbul seferimiz değişiyor. Daha uygun bir zamana (erteliyelim). Türkler de, onların yerine kurban olan Japonlara dua etsinler…” diyerek Kızıl Ordu’nun Türkiye harekâtına son vermesini buyurduğunu yazmaktadır
Sayfa 277Kitabı okudu