Oğullarından hayır görmeyen Hüseyin Ağa, kendine önce bir iş, sonra bir arkadaş edinir. “Can Şenliği” der bu arkadaşına... Onu ilk karşılaşmalarında da öper, okşar; veda ederken de...
Hüseyin Ağa aklından geçenlerin hepsini söylemez. Tartar, düşünür, gerekirse içinden doyasıya söver. Bazı bazı bu sövmelerini yersiz bulur, kendine kızar, içlenir.
Hüseyin Ağa oğulları, gelinleri kendilerini istemeyince, çareyi kendi gibi yaşlı bir kadınla evlenmekte bulur.
Ama o yoksulluk yok mu? O yoksulluk, o çaresizlik yer bitirir insanı.
Öyle ki “Can Şenliği” bile fayda etmez.