Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tarihin Akışını Değiştiren Savaş

Çanakkale 1915

Vahdettin Engin

Çanakkale 1915 Sözleri ve Alıntıları

Çanakkale 1915 sözleri ve alıntılarını, Çanakkale 1915 kitap alıntılarını, Çanakkale 1915 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hamdullah Suphi'nin aktardığına göre; Çanakkale'yi ziyareti sırasında hastanede gördüğü yaralı bir yedek subay, yarasını sarmaya çalışan sıhhiye erine şöyle diyordu: "Ko aksın! Balkan lekesini ancak bu kan temizler!"
Sayfa 200Kitabı okudu
8-9 Ocak 1816 gecesi İngilizler, cephede kalan 17 bin askeri tahliye ederek Seddülbahir'i tamamen terk etti. Çanakkale'de Türk savunmasını geçemeyen Müttefiklerin belki de en büyük başarısı, üç cephede 120 askeri sıfır zayiatla tahliye etmeleri olmuştur. Buna karşılık Arıburnu-Anafartalar tahliyesinden sonra Seddülbahir Cephesi'nin de tahliye edileceği aşikar olmasına ve cephenin hem Alçıtepe'den hem de Anadolu Yakası'ndan rahatlıkla gözetlenmesine rağmen, Müttefiklerin hiç kayıp vermeden Seddülbahir'i de tahliye etmeleri Türk komuta heyetinin önemli bir zaafıdır.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Anafartalar Grubu Komutanlığı'na tayin edilen Albay Mustafa Kemal Bey, 9 Ağustos 1915 gününün ilk saatlerinde Anafartalar Grubu Karargahına gelerek Komutayı devraldı. Esasında Mustafa Kemal, bir gün önce Arıburnu'nda komutanı olduğu 17. Tümen'in gerisinde Conkbayırı-Kocaçimentepe hattına doğru gelişen İngiliz taarruzundan dolayı duyduğu endişeyi 5. Ordu kurmay başkanı Kazım Bey'le paylaşmış ve hatta bölgedeki bütün kuvvetlerin kendi komutasına verilmesinden başka çare kalmadığını belirtmişti. Ahmet Feyzi Bey'in görevden alınışı ve Mustafa Kemal'in Anafartalar Grubu Komutanlığı'na tayin edilişi ile bir gün önceki talebi gerçekleşmiş oluyordu.
Sayfa 155Kitabı okudu
Hücum anı geldiğinde 41. Alay Conkbayırı'na ulaşamamıştı. bunun üzerine 23. Alay Conkbayırı'na, yeni gelmiş olan 28. Alay da Şahinsırt'a doğru taarruz düzenine geçerek hazırlanmıştı. 10 Ağustos 1915 günü sabah saat 04.30'da gün ağarmak üzere iken taarruz için bütün tertibat alınmıştı. Mustafa Kemal son bir kez hücuma kalkacak
Sayfa 166Kitabı okudu
General Hamilton, Anafartalar'a çıkacak İngiliz birliklerinin, baskın tarzında ve son derece süratli olarak 7 Ağustos günü tepeler hattını ele geçirmesini istemekteydi. Oysa ne Stopford ne de karaya çıkacak olan 11. tümen komutanı Hammersley, hızlı hareket etmenin hayati önemini kavramıştı. Hatta Stopford tarafından tugay komutanlarına verilen emirde, ilerlemek hususunda sadece "mümkün olduğu takdirde tepeleri ele geçirmek" ten bahsedilmişti.
Sayfa 150Kitabı okudu
Cesarettepe'de İngiliz taarruzunun durdurularak bu mevkide vaziyetin kontrol altına alınmasından sonra, dikkatler yeniden Kanlısırt siperlerine çevrildi. Kanlısırt'ta bir gün önce düşman eline geçen siperlerin 6-7 Ağustos gecesi yapılan ve ağır zayiata sebep olan taarruzlarla geri alınamamasına rağmen, Kuzey Grubu Komutanı Esat Paşa, bu siperlerin geri alınması için diretiyordu. 16. Tümen komutanı Rüştü Bey'e verdiği emirde; "Sizden her neye mal olursa olsun, derhal siperlerin geri alındığı haberini kesinlikle beklerim" demekteydi. Ancak çok kayıp vermiş olan 16. Tümen, yaptığı saldırılara rağmen sonuç alamadı.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Siperlerin bu derece yakın olması, başka bir muharebe türünün, lağım muharebesinin ortaya çıkmasına yol açtı. Lağım muharebesiyle, kendi siperlerinin altından düşman siperlerine konan yüzlerce kiloluk patlayıcı maddenin infilakı ile düşman siperinin içindekilerle birlikte havaya uçurularak işgal edilmesi hedefleniyordu. Arıburnu Cephesinde ilk lağım Bombasırtı'nda, 14. Alay Cephesindeki Türk askerleri tarafından kazıldı ve düşman siperlerinin altında patlatıldı. Ancak lağım patlatılan siperi ele geçirmek üzere yapılan girişim başarılı olamamıştı. Bu tarihten sonra Anzaklar tarafından da uygulanan lağım muharebeleri savaşın sonuna kadar sürdürüldü. Hatta iki taraf, lağım tüneli kazmak için maden işçileri getirterek bu işte kullandı.
Sayfa 135Kitabı okudu
Seyit Onbaşı ve 215 kg'lık Mermi
Seyit Onbaşı, bu inanılmaz hikayesini 1936 yılında bir gazeteciye son derece mütevazi bir üslupla şöyle anlatmıştı: "Edremitli 1889 doğumlu Seyit'i bularak kendisine 18 Mart Muharebesi'ni büyük zorluklarla söyletebildim. 'Ben ne yaptım ki?' Diyordu. 'Siz o günü görseydiniz.' Fakat ısrarlarıma dayanamadı,
Arıburnu Cephesi'nde Ateşkes Günü (24 Mayıs 1915)
Ateşkes görüşmelerinin yapılması ve uygulanması Arıburnu'nda bulunan 3. Kolordu'nun Komutanı Esat Paşa'nın hatıratına şöyle yansımıştır: "İngilizlerle ölü ve yaralı naklini görüşmek üzere Fransızca ve İngilizceyi iyi bilen Kurmay Binbaşı Ohrili Kemal Bey'i seçtim ve Kabatepe'ye gönderdim. Kemal Bey, Kabatepe'nin
Sayfa 184Kitabı okudu
20 Ocak 1915 tarihinde 19. Tümen Komutanlığı'na Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Bey atandı. Mustafa Kemal Bey, Osmanlı Devleti savaşa girince Sofya Ataşemiliterliği'nde kalmak istememiş, kendisine cephede görev verilmesini talep etmişti. Bunun üzerine, o sırada Tekirdağ bölgesinde oluşturulan 19. Tümen Komutanlığı'na getirildi. Bu sırada Çanakkale Deniz Savaşları henüz Başlamamıştı. Mustafa Kemal Bey 24 Ocak 1915'te Tekirdağ'a gelerek görevine başladı. 19. Tümen çalışmalarını tamamlayıp 25 Şubat'ta Maydos'a (Eceabat) intikal etti. Müttefikler 19 Şubat 1914'ten beri denizden Çanakkale Boğazı'nı zorluyorlardı. Müstahkem Mevki Komutanlığı, düşman kuvvetlerinin karaya çıkarma yapma ihtimali karşısında savunma görevini 19. Tümen'e vermişti.
Reklam
25 Nisan akşamı Anzak tarafında yaşanan kritik gelişmelerden habersiz olarak Türk cephe hattında yeni taarruz planları yapılıyordu. 77. Alay, Kanlısırt bölgesinde 27. Alay'a yardımcı olarak muharebeye sürüldü. Ancak 77. Alay erleri gece karanlığında ilerleyemeyerek düzensiz bir şekilde dağılmış ve elden çıkmıştı. Bu durum Kanlısırt mıntıkasında 27. Alay'ın büyük fedakarlıklarla elde etmiş olduğu mevkinin terk edilerek Karayörük Deresi'nin doğusuna çekilmesine sebep olmuştu.
Pek erkenci olan Cevat Paşa, Gelibolu'ya gelmiş olan 3. Kolordu kumandanı Esat Paşa'yı (Yanyalı) ziyaret ve Bolayır istihkamlarını teftiş etmek üzere Gelibolu'ya hareket etmiş olduğundan durum kendisine telgrafla bildirildiği gibi, Harbiye Nezareti'ne de malumat verildi. Nezaret'ten alınan cevabi telgrafta, her on dakikada bir düşman ve Müstahkem Mevki vaziyetinin, doğruca Sadaret Makamına bildirilmesi tebliğ olunuyordu. Hükümetin gerektiğinde Anadolu'ya çekilmek gibi acilen alınması ve yerine getirmesi gereken mühim kararları bulunduğu pek tabii anlaşılıyordu.
Çanakkale için zaman zaman "centilmenler savaşı" ifadesi kullanılmaktadır. Uzun süren savaş boyunca bazı centilmenlik örnekleri görülmüşse de, bunun savaşın tamamına yayıldığını söyleyebilmek mümkün değildir. Esasında centilmence hareketler de daha çok Türk tarafından gelmiştir. İtilaf devletlerinin çoğu uygulaması hiç de centilmence değildi. Çünkü savaşın bir takım kuralları vardır. Esas olan askerlerin vuruşmasıdır. Eğer bir savaşta sivillere saldırılmışsa o zaman centilmenlikten bahsetmek söz konusu bile olamaz. Nitekim Çanakkale'de bunun da ötesinde, uçaklarla hastaneleri bombaladılar, sivil asker çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açtılar. Bunun birçok örneğini görüyoruz. Hastanelerin, üzerinde yüksekten rahatlıkla görülebilecek büyüklükte Hilal-i Ahmer işareti olduğu halde kasten bombalandığı bilinmektedir. Haliyle bu tür bir davranış centilmenlik olarak nitelendirilemez.
Sayfa 207Kitabı okudu
10 Ağustos 1915'te gerçekleşen Conkbayırı Süngü Hücumu da Türk askerinin üstün manevi gücüne emsalsiz bir örnek teşkil eder. Conkbayırı üzerinden düşmana hücum ederken, önlerindeki uçurumlardan uçarcasına düşmana atılan Mehmetçik, Türk tarihinin şanlı sayfalarına yeni bir destan yazmıştı. Burada da askerin yüksek manevi gücü kendini göstermişti. Anafartalar Grubu Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey bu hücum öncesi askerlere şu konuşmayı yapmıştı: "Askerler! Karşımızdaki düşmanı mağlup edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız!"
Sayfa 201Kitabı okudu
Aslında Arıburnu'ndaki Türk Cephesi'nin kuzeyinde, nispeten zayıf tutulmuş olan Ağıldere mıntıkasında, düşmanın, girişeceği cüretkar bir taarruzla Kocaçimen-Conkbayırı hattına yürümek isteyeceğine dair tartışmalar iki ay önce, Haziran ayında 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal ile Kuzey Grubu Komutanı Esat Paşa arasında tartışma konusu olmuştu. Bu tartışmalar sırasında Mustafa Kemal neredeyse 6 Ağustos'ta yapılan taarruz harekatını öngörerek, Ağıldere mıntıkasının önemine vurgu yapıp bu bölgedeki emir ve komutanın netleştirilmesini talep etmişti. 6-7 Ağustos gecesi Arıburnu'ndan yola çıkan düşman taarruz kollarından biri, tam da Mustafa Kemal'in Haziran ayında öngördüğü şekilde, Sazlıdere içinden ilerleyerek Halid-Rıza Tepesi-Pilavtepe-Keskintepe-Şahinsırt istikametinden Conkbayırı'na yönelmişti.
Sayfa 158Kitabı okudu
74 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.