Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihin Akışını Değiştiren Savaş

Çanakkale 1915

Vahdettin Engin

Çanakkale 1915 Gönderileri

Çanakkale 1915 kitaplarını, Çanakkale 1915 sözleri ve alıntılarını, Çanakkale 1915 yazarlarını, Çanakkale 1915 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Son söz olarak, Sami Paşazade Sezai'nin Çanakkale Savaşı ile ilgili değerlendirmelerine yer verelim: "Böyle harikulade olaylar kendi kendisini anlatır. Onu tanımlamak için sarf edilecek kelimeler ve düşünceler daha yükselirken düşer, parlarken söner. Bununla birlikte hiçbir şey söylememek de nasıl mümkün olur ki? Bugün her Türk'ün konuşabilmesi Çanakkale savunması sayesindedir. Bugün Türk'e büyük milletler arasında 'Ben' demek yetkisini veren Çanakkale savunmasıdır... Çanakkale savunması 'üç mucizeler' savaşıdır: Hali kurtardı. Mazinin hamaset ve azametini geri getirdi. Vatanımızı bir 'ebedi vatan' yaptı."
Sayfa 211Kitabı okudu
1934 Yılında, 18 Mart Deniz Zaferi kutlamaları vesilesi ile Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşında ölen Anzak askerleri ve onların aileleri için kendi eliyle bir metin hazırlamıştı. Bu metin dönemin içişleri bakanı Şükrü Kaya tarafından törende okundu: "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır." Mustafa Kemal Atatürk'ün bu ifadeleri, ülkesini işgale gelen düşman askerleri için söylendiğinden ayrı bir değer taşır. Mustafa Kemal Atatürk, dünyada hiçbir liderin yapamadığı bir biçimde Çanakkale'de ölen düşman askerlerini kendi evladı gibi görme alicenaplığını gösterebilmektedir. Bu bakış açısı da aynı zamanda Türk milletinin mertliğine ve alicenaplığına da bir delil teşkil eder.
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
4 Mayıs 1915 tarihinde Anzakların Kabatepe'ye yaptıkları saldırı yoğun bir ateş ile karşılanmıştı. Bunun üzerine Yüzbaşı Ray Leane daha fazla ilerleyemeyeceklerini anlayıp yaralıları tahliye için yardım filikaları istedi. Leane sonrasını şöyle anlatıyor: "Türkler sahilde tezkerecilerin yaralı taşıdıklarını görür görmez büyük bir alicenaplık göstererek ateşi kesmiş ve yaralıların hepsi filikaya konana kadar bir tek silah atılmamıştır. Bu davranış Müslüman savaşçıların aynı zamanda ne kadar centilmen olduğunun bir göstergesidir."
Sayfa 208Kitabı okudu
Bir İngiliz esirinin anlattıkları da dikkate değer: "Türkler bizi başlangıçta aldattı. Çok telefat vermemize rağmen biz ilerlemeye muvaffak olduk zannediyorduk. Fakat elimize geçen ilk siperlerden daha ileri gitmek için yaptığımız teşebbüsün müthiş bir ateşle karşılandığını ve taburumuzun kamilen yere serildiğini gördüğümüz zaman başlangıçtaki ilerlememizin bir muvaffakiyet değil, bilakis Türklerin düşürdüğü bir tuzak olduğunu anladık. Türkler evvelce işgal ettiğimiz kendi siperlerine tekrar geldikleri zaman ancak esir olarak elde ettikleri bizlerden başka taburun kalan fertlerini kamilen maktul olarak buldular: Sizi temin ederim ki, taburumuzdan dört-beş kişi sağlam kalmadı. Bizi esir aldıktan sonra sıhhiye askerleri yaralarımızı güzelce sardılar ve bize pek iyi baktılar. Şimdi esir olmayı muharebeye yeğliyoruz."
Sayfa 208Kitabı okudu
United Press'in Yakın Doğu muhabiri Shepherd ise bir İngiliz subayının kendisine şunları anlattığını ifade ediyor: "Bir gün farkında olmayarak bataryalarımızdan birini bir hastanenin çok yakınına yerleştirmiştik. Bunu ilk fark eden Türkler oldu ve bize helyograf ile şu sinyali verdiler: 'Bataryalarınızı oradan çekmezseniz hastanenin yakınlarına ateş açmak durumunda kalacağız."
Sayfa 207Kitabı okudu
Osmanlı arşiv belgelerinden edinilen malumata göre; İngilizlerin hastane bombalamalarına karşın 16 Aralık 1915 tarihli Gazette de Hollande'da "Türk Centilmenliği" başlığı altında bir makale yayınlanmıştı. Bu yazıda bir İngiliz subayı Türklerin centilmence muharebe ettiğinden söz ederek, "Bu durum, Gelibolu ve Çanakkale Muharebeleri hakkında bir şeyler bilen her İngiliz subayının ve askerinin müşahede ettiği bir şeydir" demekteydi.
Sayfa 207Kitabı okudu
Reklam
Çanakkale için zaman zaman "centilmenler savaşı" ifadesi kullanılmaktadır. Uzun süren savaş boyunca bazı centilmenlik örnekleri görülmüşse de, bunun savaşın tamamına yayıldığını söyleyebilmek mümkün değildir. Esasında centilmence hareketler de daha çok Türk tarafından gelmiştir. İtilaf devletlerinin çoğu uygulaması hiç de centilmence değildi. Çünkü savaşın bir takım kuralları vardır. Esas olan askerlerin vuruşmasıdır. Eğer bir savaşta sivillere saldırılmışsa o zaman centilmenlikten bahsetmek söz konusu bile olamaz. Nitekim Çanakkale'de bunun da ötesinde, uçaklarla hastaneleri bombaladılar, sivil asker çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine yol açtılar. Bunun birçok örneğini görüyoruz. Hastanelerin, üzerinde yüksekten rahatlıkla görülebilecek büyüklükte Hilal-i Ahmer işareti olduğu halde kasten bombalandığı bilinmektedir. Haliyle bu tür bir davranış centilmenlik olarak nitelendirilemez.
Sayfa 207Kitabı okudu
Türk ordusu Çanakkale'de çok farklı milletlere mensup askerlerle çarpıştı. Çanakkale cephelerinde İngiliz bayrağı altında İngilizler, İrlandalılar, İskoçlar, Kanadalılar, Avustralyalılar, Yeni Zelandalı ve Yeni Zelanda yerlisi Maoriler, Hindistan'dan gelen Sihler, Hindular, Nepal'den gelen Gurkalar, Yahudiler; Fransız bayrağı altında Fransızlar, Senegalliler, Gambiyalılar, Tunus ve Cezayirliler; Cephe gerisinde ise Yunanlılar, Mısırlılar, Ruslar bu milletler arasındaydı.
Sayfa 206Kitabı okudu
Çanakkale Muharebelerine 8,5 ay boyunca her iki taraftan 500'er bin asker katılmıştı. Türk ordusunun Çanakkale Muharebelerindeki zayiatı Osmanlı Genelkurmayı'nın resmi rakamlarına göre; şehit 55.177, yaralı 100.177, kayıp 10.067, hastalıktan ölen 21.498, hastalıktan dolayı hava değişimi alan 64.440 de buna dahil edilirse 251.359'dur. Yaralanıp veya hastalanıp cephe gerisindeki hastanelere gönderilen askerlerden tedavi edilirken vefat edenler de dahil edildiğinde Türk ordusunun şehit sayısı 101 bini bulmaktadır. Çanakkale Savaşı'na katılan Müttefik askerlerinden İngilizlerin zayiatı yaklaşık 30bin ölü, 80 bine yakın yaralı; Fransız zayiatı ise yaklaşık olarak 14.500 ölü, 17 bin yaralıdır. Anzakların zayiatına bakıldığında; Avustralyalılar yaklaşık 9 bin ölü, 20 bin yaralı; Yeni Zelandalılar ise yaklaşık 3 bin ölü, 5 bine yakın yaralı vermişlerdi. Müttefiklerin verdiği ölü ve yaralı zayiatına Gelibolu Yarımadası'ndan hastalık nedeniyle tahliye edilen 90 bine yakın asker de ilave edildiğinde, Müttefiklerin toplam zayiatı 270 bini bulmaktadır.
Sayfa 206Kitabı okudu
10 Ağustos 1915'te gerçekleşen Conkbayırı Süngü Hücumu da Türk askerinin üstün manevi gücüne emsalsiz bir örnek teşkil eder. Conkbayırı üzerinden düşmana hücum ederken, önlerindeki uçurumlardan uçarcasına düşmana atılan Mehmetçik, Türk tarihinin şanlı sayfalarına yeni bir destan yazmıştı. Burada da askerin yüksek manevi gücü kendini göstermişti. Anafartalar Grubu Komutanı Albay Mustafa Kemal Bey bu hücum öncesi askerlere şu konuşmayı yapmıştı: "Askerler! Karşımızdaki düşmanı mağlup edeceğimize hiç şüphe yoktur. Fakat siz acele etmeyin. Evvela ben ileri gideyim. Siz, ben kırbacımla işaret verdiğim zaman hep birden atılırsınız!"
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Türk askerinin üst düzeyde manevi güce sahip olarak gösterdiği kahramanlıkların bir örneğini Mustafa Kemal şöyle anlatıyor: "Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olamıyoruz. Yalnız size, Bombasırtı olayını anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasındaki mesafe sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekilerin hiçbirisi kurtulamamacasına kamilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor, fakat ne kadar imrenilecek bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz!.. Öleni görüyor, Üç dakikaya kadar öleceğini biliyor ve en ufak bir fütur bile göstermiyor. Sarsılmak yok! Okuma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, Cennet'e girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerindeki ruh kuvvetini gösteren şayan-ı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesi'ni kazandıran, bu yüksek ruhtur!"
Sayfa 201Kitabı okudu
Hamdullah Suphi'nin aktardığına göre; Çanakkale'yi ziyareti sırasında hastanede gördüğü yaralı bir yedek subay, yarasını sarmaya çalışan sıhhiye erine şöyle diyordu: "Ko aksın! Balkan lekesini ancak bu kan temizler!"
Sayfa 200Kitabı okudu
Türk askeri, Müttefiklerin öngördüğü gibi kaçmak yerine, Çanakkale'yi Balkan Savaşı hezimetinin, utancının ve lekesinin temizleneceği bir yer olarak görmüş, ölümü hiçe sayarak savaşmıştır. Bunun çok sayıda örneğini görmekteyiz. Mesela Mustafa Kemal (Atatürk), 1 Mayıs 1915'te Arıburnu Cephesi'nde emirlerindeki birliklere yaptıracağı hücum öncesi birlik komutanlarına yaptığı konuşmada: "İçimizde ve kumanda ettiğimiz askerlerde Balkan hacaletinin (utancının) ikinci bir safhasını görmektense burada ölmeyi tercih etmeyenlerin bulunacağını katiyen kabul etmem. Şayet böyleleri olduğunu hissederseniz derhal onları kendi ellerimizle kurşuna dizelim" diyerek bu duyguyu açığa vurmaktaydı.
Sayfa 199Kitabı okudu
8-9 Ocak 1816 gecesi İngilizler, cephede kalan 17 bin askeri tahliye ederek Seddülbahir'i tamamen terk etti. Çanakkale'de Türk savunmasını geçemeyen Müttefiklerin belki de en büyük başarısı, üç cephede 120 askeri sıfır zayiatla tahliye etmeleri olmuştur. Buna karşılık Arıburnu-Anafartalar tahliyesinden sonra Seddülbahir Cephesi'nin de tahliye edileceği aşikar olmasına ve cephenin hem Alçıtepe'den hem de Anadolu Yakası'ndan rahatlıkla gözetlenmesine rağmen, Müttefiklerin hiç kayıp vermeden Seddülbahir'i de tahliye etmeleri Türk komuta heyetinin önemli bir zaafıdır.
Sayfa 198Kitabı okudu
Aralık ayı başından itibaren Arıburnu ve Anafartalar Cephelerinde bulunan 92 bin Müttefik askerinin kademeli olarak tahliyesine başlandı. Bu tahliye çalışmalarının Türk tarafınca fark edilmemesi için asker ve malzemeler geceleri gemilere bindiriliyor, gündüzleri sanki yeni malzeme çıkarılıyormuş gibi boş sandık ve kutular karaya çıkarılıyordu. Kalan askerlerle bilhassa ön siperler kuvvetli tutuluyor, gündelik siper muharebelerine devam ediliyordu. 20 Aralık gününe kadar süren tahliye harekatının son aşaması, 20-21 Aralık gecesi gerçekleşti. 21 Aralık 1915 sabahı gün ışıdığında Anafartalar ve Arıburnu Cephelerinde Tek Müttefik askeri kalmamıştı. Tahliye işlemi son derece başarılı olmuş, hiç kayıp verilmemişti. Çekilmeyi gizlemek için geride bırakmak zorunda kaldıkları malzeme ise oldukça fazla idi. Bu malzemenin bir kısmı tahliyenin ardından gemilerin bombardımanıyla ateşe verildiyse de, Türk ordusuna görülmemiş bir ganimet kalmıştı.
Sayfa 197Kitabı okudu
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.