Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarihin Akışını Değiştiren Savaş

Çanakkale 1915

Vahdettin Engin

Çanakkale 1915 Gönderileri

Çanakkale 1915 kitaplarını, Çanakkale 1915 sözleri ve alıntılarını, Çanakkale 1915 yazarlarını, Çanakkale 1915 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mayıs ayında karada bu muharebeler yaşanırken denizde de faaliyet sürmekteydi. 13 Mayıs günü Çanakkale'den hareket eden Binbaşı Ahmet Bey idaresinde Muavenet-i Milliye torpidosu, gece karanlığında Morto Koyu'na kadar sokularak burada demirli olan İngiliz donanmasına ait Goliath zırhlısını torpilledi. Üç torpille vurulan zırhlı, 570 mürettebatla beraber battı. Çanakkale'de bulunan düşman donanmasına taarruz için gönderilen Alman donanmasına mensup U-21 hemem iki gün sonra 27 Mayıs'ta, Seddülbahir'de Tekke Koyu önünde demirlemiş olan İngiliz Majestic zırhlısını torpilleyerek batırdı.
Sayfa 108Kitabı okudu
Mermi tesiri ile düzlenen siperlerde sağ kalanlar, mermi çukurlarına yerleşiyorlar ve yeni siperler yapıyorlardı. Bu derece dayanıklı ve kuvvetli kalbe sahip olan, güven veren bu milletin askeri takdir edilmez mi? Bu askeri yetiştiren subaylar yüceltilmez mi?
Reklam
Yarbay Mustafa Kemal ve 57. Alay
25 Nisan 1915'te başlayan Çanakkale Kara Muharebeleri sırasında Mustafa Kemal'in karargahı Eceabat'a yakın Bigalı köyündeydi. Sabah gün ağarmadan Arıburnu'na düşman çıkarması başlamıştı. Buradaki kuvvetlerin zayıf oluşu yüzünden 9. Tümen Kumandanı tarafından kendisinden bir taburluk kuvvet talep edilmişti. Ancak Mustafa kemal
Yarbay Şefik bey ve 27. Alay
Şefik Bey bu amansız muharebeyi resmi raporunda şöyle anlatmaktadır: "Kanlısırt üzerinde bulunan toplarımızı geri almak için taarruza geçen askerimiz şiddetli ateş karşısında pek cesurane ilerlemeye çalışıyordu. Avcı hattı düşmanın elinde bulunan toplarımıza yaklaşmıştı. Topların kurtarılması hakkında sık sık teşvik edici emirler veriyordum.
Yarbay Şefik bey ve 27. Alay
Arıburnu'nda muharebe sesleri duyulurken Şefik Bey, bağlı bulunduğu 9. Tümen Komutanlığı'ndan bir türlü harekete geçme emrini alamıyordu. Üst komutanlar Arıburnu'na yapılan çıkarmanın dikkatleri o tarafa çekici bir aldatma olabileceği şüphesiyle temkinli davranıyor, durumun açıklık kazanmasını bekliyordu. Ancak Şefik Bey yerinde duramıyordu; Arıburnu'ndan işitilen silah seslerini, orada bırakmış olduğu zayıf savunma birliğinin düşmanla temasta olduğunu anlatıyor, bir an önce askerlerinin imdadına koşmak için sabırsızlanıyordu. Artık dayanamadı ve telefonla bağlandığı tümen kurmay başkanına: "-Hulusi bey! Arkadaşlarımız orada ateş içinde yanıyor, biz daha bekleyecek miyiz? Hareket için emir bekliyoruz", der.
Yüzbaşı Faik Efendi
Takım daha bir müddet muharebe etmiş ve Muharrem Çavuş da vurulduktan sonra birkaç kişi kalan erat, arkalarının kesildiğini anlayarak sarp yamaçlar arasından Balıkçı Damlarındaki 1. Takım'a katılmışlar. Ben Kocadere köyüne giderken Kanlısırt'tan bize karşı; 'Mehmet dur!' gibi sesler işittik. Bunların İngiliz (Anzak) olduklarını ve Kanlısırt'ı işgal etmiş olduklarını anladık.
Reklam
Yüzbaşı Faik Efendi
25 Nisan günü erken saatlerde düşmanın çıkarma hareketinin başlaması ve bölüğün bu çıkarmayı karşılayışı 4. Bölük komutanı Yüzbaşı Faik Efendi tarafından şöyle rapor edilmişti: "O gece saat 02.00 sıralarında ay ışığı henüz vardı. Yanımdaki ihtiyat takımından çıkarılmakta olan gözcüler (Bigalı İdris ve Gelibolulu Cemil) ileri açıldığımızda birçok düşman gemisinin görünmekte olduğunu haber verdiler. Kalktım dürbünle baktım. Tam karşımızda, fakat epey uzağımızda büyüklüğü küçüklüğü fark edilemeyen birçok geminin varlığını gördüm. Hareket halinde olup olmadıkları anlaşılmıyordu. Derhal [Kabatepe'de bulunan] Tabur komutanı İsmet Bey'e evvela telefonla şifahen, sonra raporla bilgi verdim. Bana şifahen; 'Telaşa mahal olmadığını, çıkarmanın olsa olsa Kabatepe'ye olacağını' bildirerek bu gemileri gözlemekte devam etmemi cevaben söyledi. Ben yine gözetleme mahalline gittim ve baktım; Bu defa bunları daha kalabalık gördüm ve bize doğru hareket eder gibi olduklarına karar verdim. Usulen Tümen komutanlığına bilgi vermek üzere telefon konuşmasına gittim. Saat tahminen 02.30 idi."
Liman Paşa'nın savunma sisteminde kıyılar zayıf kuvvetlerle tutulacak, Düşmanın çıkarma yaptığı bölgeye derhal takviye kuvvet gönderilecekti. Oysa çıkarma yapacak bir kuvvetin en zayıf olduğu an, çıkarma öncesi denizde bulunduğu andı. Zayıf kuvvetlerle düşmanın karaya çıkmasını engelleyemeyince, geriden gelen takviye kuvvetler karaya yerleşmiş; donanma topçusunun himayesi altında mevzilenmiş düşmanın denize dökülemeyeceği anlaşılmıştı. Liman von Sanders, Arıburnu ve Seddülbahir'de başlayan çıkarmalara anında müdahale edememiş, çıkarmaların bir aldatma değil ciddi olduğunu anlamak için vakit kaybedilmiş, gösteriş çıkarmaları yapan donanma gemilerine aldanarak Bolayır ve Beşige bölgesinde tutulan 4. tümen muharebeye sokulamamış, bu yüzden de 25 Nisan çıkarmalarının bütün yükünü 9. ve 19. tümenler çekmek zorunda kalmıştı. Arıburnu ve Seddülbahir sahillerine yapılan çıkarmalarda büyük bir direnç ve fedakarlık gösteren Türk askeri; ordu kumandanlığının sevk ve idaredeki başarısızlığı, düşmanın sayı ve ateş üstünlüğü, ağır silah ve eksikliği gibi olumsuzluklara rağmen yılmadan mücadele etmiş, Müttefik ordunun ilk gün hedeflerine ulaşmasının önüne geçmiştir.
Pınariçi Koyu'na düşman kuvvetlerinin çıktığı öğrenilince bölgeyi savunan 26. Alay tarafından buraya 200 kişilik bir kuvvet kaydırıldı. İngilizlerle temas sağlayan bu zayıf Türk birliği, karşısındaki kuvvetin fazla olduğu anlaşılınca ihtiyattaki 25. Alay'ın 3. Tabur'u ile takviye edildi. Karşı Taarruza geçen Türk kuvvetleri İngilizler üzerinde baskı kurdu. Gece, iki bölükten oluşan bir kuvvetle takviye edilen Türk askerinin inatçı taarruzları İngilizleri bunalttı. Sabah yeniden başlayan Türk taarruzu etkili donanma ateşi altında kırıldı. Ancak İngilizler burada tutunamayacaklarını görerek 26 Nisan günü saat 11.00'de çekilerek gemilere alındılar. Pınariçi Koyu'na çıkarılan 2.200 kişilik İngiliz kuvveti, Seddülbahir bölgesindeki Türk savunmasının gerisini kesebilecek ve takviye almasını önleyebilecek bir konumdaydı. Türk savunmasını son derece tehlikeli bir duruma düşürebilecek olan Pınariçi Koyu Çıkarmasının akamete uğrayarak çıkarma kuvvetinin gemilere alınması, İngilizler tarafından "Kaçırılmış altın fırsat" olarak değerlendirilir.
Gelibolu Yarımadasının güneyinde yapılan çıkarmaların İngilizler açısından en kolay olanı Kirte köyü (bugünkü Alçıtepe köyü) batısındaki Pınariçi Koyu'na (Y sahili) yapılan çıkarma olmuştu. Buraya sabah 06.00'da donanma bombardımanı yapılmadan baskın şeklinde 2.200 asker çıkarıldı. Herhangi bir Türk birliği tarafından savunulmayan bu noktaya çıkan İngilizler, tek bir kurşun atmadan dik sahilin üzerinde bulunan tepeyi ele geçirdi. Önlerindeki arazi Alçıtepe'ye kadar boştu ve hızlı bir ilerleme ile Alçıtepe'yi almaları elden bile değildi. Ancak İngiliz birliğine verilen emirde; Seddülbahir yönünden gelişecek saldırıyı bekleyip birlikte hareket edilmesi belirtilmişti. Oysa Ertuğrul ve Tekke Koyu'ndaki çıkarmalar Türk askeri tarafından durdurulunca buradaki kuvvetler atıl durumda bekledi.
75 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.