Daha önce de belirttiğimiz gibi, tüm deneyimlere açık, yerinden edilmiş, sınırları belirsiz, yüzen bu beden (Lipotevski, 1993: 90) sosyal hareketliliğin ve kendi olmanın yeni alanına dönüşmüştür. Bu sosyal hareketlilik ve sınırsızlık, özel-kamusal alanların sınırlarının belirsizliği ile birleştiğinde, en mahrem hikâyeler, bireyin özel hayatı ve itiraflar ortalıkta, herkesin duyabileceği (public) biçimde konuşulur olur.