Başlangıçta ben hayatın, dünyaya kendi özü hakkında düşünüp taşınmanın bir yolunu sağlasın diye varedildiğine, sonra insanlar yüzünden sapıttığına çünkü çektiği çilelerle kıskıvrak bağlanan tenin, zamanla bu çilelerden zevk aldığı için vazgeçemez olduğuna inanırdım.
Nobel Edebiyat Ödüllü Morisson'un son yazdığı roman olan ~CAZ~ etkileyici ama az bilenen kitaplarından 1idir zira hala sel de kitap yayınlanmadı. Benlik adına ötekinin olduğu bu romanıyla yine beni mest etti yazar seçtiği konuyla ve harmanlandığı siyah beyaz olaylarıyla. Hiç kendini tekrar etmeyen 1yazar olan Toni Morrison, kurduğu etkileyici
~~~Yaşını başını almış kişilerin yorgan altında fısıldaşmaları ne hoştur!~~~
Onların doyum sesleri bağırtıdan çok yaprağımsı 1hışırtı, 1iç geçirmedir, bedenleri ise erek değil, araç. Bu yaşını başını almış kişilerin erişmek istedikleri şey dokuların ötesinde, çok ötesinde ve çok ama çok derinindedir...
"Dünya ne işe yarar, onu kendi istediğin biçimde yaratamazsan?"
...
Dünyayı değiştiremem ki ben.
İşin püf noktası da bu sen onu değistiremezsen o seni değiştirir, buna dur demediğin için de suç sende olur. Ben dur demedim. Bu yüzden de hayatımı berbat ettim.
Nasıl berbat ettin yani?
...
Benim olduğunu unuttum. Benim hayatım...
...Dorcas'a şimdiye kadar hiç armağan vermemiş, aklından bile geçirmemiş bunu. Bazen dediği yerde bulunur bazen de bulunmaz. Onu -fena halde- isteyen başka kadınlar da var, bu yüzden kendini naza çekmiştir. Kadınların istediği şey, vermesi onun elinde olan ödül,
~~~kendi bilgiç benliğidir.~~~