Burası ikiye bölünmüş bir dünya, karşıt güçlerin şehriydi:
Dindarlarla laikler; eskiyle yeni; doğuyla batı... Avrupa ile Asya arasındaki coğrafi sınırda duran bu ebedi şehir, gerçekten de Eskidünya’da daha da eski bir dünyaya uzanan bir köprüydü.
İstanbul.