Öne Çıkan Çengiz Han kitaplarını, öne çıkan Çengiz Han sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Çengiz Han yazarlarını, öne çıkan Çengiz Han yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İbn Nedim, Fihristinde der ki "Türklerin yazıları yoktur. Fakat tahta üzerine işaretler yapıyorlar" İbn Nedim, şu halde Göktürk alfabesini yazı olarak kabul etmeyip onu tahta üzerine, yapılan işaretler olarak kabul ediyor. Bu kerime, oyun yazı, Çang -Çun’un dediğinin aynıdır. Çinliler de Göktürk yazısını yazı olarak kabul etmemiş oluyorlar. Zira bu köşeli olup, daha ziyade kazıyıp yazmaya müsaitti. Buna karşılık Uygur yazısı Arap yazısı gibi bitişikti. Bu itibarla Uygur alfabesi yazı sayılmış, Göktürk alfabesi yazı sayılmamış, Türkler yazıdan, alfabeden mahrum bir kavim gibi yazılı kaynaklara geçmiştir.
Ey benim milletim, benden sonra eğer milleti bir araya toplamak isterseniz halkın vücutlarını toplamaktansa gönüllerini toplamaya çalışınız. Gönüllerini topladıktan sonra onların vücutları nereye gidebilecek?
Zeki Velidi Togan gibi bir hocanın elinden çıktığı için kısa olsada bilgi dolu bir kitap. Cengiz Han'ı, Moğol Tarihini, Moğolların Türklerle ilişkilerini merak edenler için oldukça faydalı. Tavsiye ederim.
Buhara'yı aldığında atı ile beraber Ulu Cami'ye girdi. Minbere çıkıp bir de nutuk söyledi." Siz ahlaksız insanlarsınız. Sizin sözünüze inanılmaz. Halbuki sizin Peygamberiniz ne doğru şeyler söylemiş. Siz onu tutmuyorsunuz!"
Kendisini Çengiz'e yakın gösteren Hristiyan bir Arap, Ogeday'a Çengiz Han'ı rüyasında gördüğünü ve kendisine " bütün Müslümanları kesin" diye emir verdiğini iddia eder. Ogeday sadece Arapça bilen bu Araba, babasının Moğolca ve Türkçe'den başka bir dil bilmediğini söylemiş ve bu yalancı Arap hemen öldürülmüştü.
Halbuki Çengiz eski Göktürkler’in ve Uygurların geleneğini takip etmiştir. Çengiz "yasa" yı, devletin temel direği, dayanağı olarak kanunlaştırdı. Yasanın dinî bir tarafı olmamış, o tamamen dünyaya, hayata hasredilmiştir.
"Beni kurtar, dört külüğünü (kahramanını) gönder." Çengiz’in yukarıda bahsedilen dört köpeğinden ayrı dört külüğü, kahramanı vardır. Bunlardan ilki Bövurcu, Arlatlardandır. 2.Celâyir Mukali, 3. Uysunlardan Buravul, 4. Sulduzlardan Cilovun. İşte Çengiz bu dört külüğüne emretmiş, onlar da gidip Tuğrul’u kurtarmışlar, Naymanları dağıtmışlardır. Böylece kendisine ihanet eden eski dostlarına yardım, Çengiz’in en büyük vasıflarından birisidir.
Bilindiği gibi Batınilerin merkezlerinden birisi Alamut kalesi idi. Hasan Sabbah’ın kurduğu söylenen Batınilik, adeta bir terör teşkilatı idi. Batıni terör teşkilatına dair yakınlarda Dr. Minucehr Situde'nin bir yazısı vardır. Bunda Kaleleri, Alamut ve Quhistan kalesi tasvir ediliyor. Tahkimatları sağlam olmuş, ancak nedense Selçuklular oraları alamamışlar. Herhalde alamamalarının esas sebebi, ülke içinde onların fikirlerini terviç edenlerin bulunmasıdır. Kale-i Alamut, bazen Kale t-ül-Mevt, yani ölüm kalesi de okunurdu. Cengiz evladı buna pek dikkat etmişler, nasıl olur da, dağ taşında türeyen bir eşkıya çetesi, büyük bir ülkeyi tehdit eder demişler, hatta bunu kendileri için bir izzet-i nefis meselesi yapmışlardır. Burasını ve Kuhistan'daki merkezlerini alıp yok etmek için Hulağu vazifelendirilmişti. Reşiddeddin’in babası da bu terör teşkilatı tarafından kaçırılmış,
… Hulagu Alamut kalesini aldığı zaman kapılarını açıp âlim ve sanatkârlar serbestçe çıkabileceklerini ilan ettirdi. Bunların emniyetini sağladıktan sonra, bu fesat ocağını tamamen yok etmişti. İşte Reşideddin'in babası Alarmut’taki ak i âlimler meyanında idi ve Cengizli ailesi ile böylece tanıştı.
Zeki Velidi Togan'ın 1969 yılında Cengiz Han'ı anlattığı notları içeren bir kitap. Toplam 66 sayfadan oluşuyor. Kitapta sırasıyla;
Giriş,
Çengiz İmparatorluğu'nun Kurulmasının Temelleri,
Ticaret Yolları,
İç Asya'da Doğu- Batı İstikametindeki Yolları,
Çengiz ve Evladı Tarihimiz Kaynaklarına Dair,
Çengiz'in Soyu ve Kendisine Yakın
Cengizli İmparatorluğu devrinde, Avrupa‘dan veya Önasya’dan gelen elçiler ve heyetler bu bozkır yolundan, yani Kazakistan'ın ortasından geçen yoldan gidip gelmişlerdi. Eski ticaret yolları, yukarıda bahsettiğiniz güney yolları, Eftalit sahasından geçen yol da işlek olmuş. Ancak devrin asıl büyük özelliği, bu bozkır yolunun işlemesidir. Bu yol altı asır sonra, 1892-1902 yıllarında yapılan Sibirya demir yolunun gördüğü vazifeyi görmüştür. Asya’nın tarihinde büyük inkılap yapan da işte bu özelliğidir. Cengizli devleti kurulduğu zamanlarda, hem kuzey-güney yolları üzerinde, hem de doğu batı yolları üzerinde iktidar çeşitli kabilelerin elinde idi. Bazen bunlar birleşerek büyük devletler teşkil etmişler. Fakat çoğu zaman kendi başlarına yaşamışlardır. Ancak böyle olduğu zamanlarda da, kervanları basıp soymak yerine, onlardan gümrük almayı tercih ettiler. Bu yol üzerinde ipek, mücevher, deri, çeşitli ilaçlar doğudan cam, madeni eşya, kılıç, iğne vs. de batıdan gelmiştir. Öyle olmuş ki, bir iğneye bir deve verilmiş; ancak, iğneyi yerine ulaştırmak için de pek büyük meşakkatler çekiliyordu.