Siperlerin iyice güçlendirilmesi için istanbul dan gönderilen kum torbaları, çaresizlikten, daha çok askerlerin elbise ve kapuntlarindaki yirtiklarin yaşanması için kullanıldığından siper önleri daha ziyade tas ve toprakla sivaniyordu.
Ali Rıfat Bey yaşamak " hem akılla hem gözle hem de kalple özgürce görmektir" diye ısrar ediyordu. Reşat bey ise " yaşamak bugüne kadar gördüklerini, yaşadıklarını özgürce sorgulayarak daha güzelini düşünüp bulmaktır" diyordu. Ama "Ölmek Nedir?" konusundaysa ikisi de tamamen hemfikirdi. "Ölmek" onlara göre "özgürlüğünü kaybedip tutsak yaşamaktı. Gerçek körlükse göremez hale gelmek değil bu tutsaklığın farkına varamamaktı.