Çığrından Çıkmış Bir Dünya
Fikret BaşkayaEn Beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya Gönderileri
En Beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya kitaplarını, en beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya yazarlarını, en beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanlar açlık ve sefalet girdabına kapılmadıkları zaman, tüketen kölelere, robotlara dönüşüyor. Akıl almaz bir metalaşma, insana dair, insanlığa dair ne varsa yok ediyor. Küçük bir küresel elitin beşeri ve doğal kaynakları akıl almaz bir küstahlıkla yağmalanması, insanı değerlerin aşınması, insan soyunun aşağılanması, uygarlığın bir “gereği” ve “başarısı” olarak sunuluyor.
Sovyet sisteminin sahneden çekilmesiyle, bazı çevreler iyimser beklentiler içine girdiler. Artık çatışmalardan, gerilimlerden uzak, devasa silahlanma harcamalarına gerek kalmadığı bir refah, demokrasi ve barış dönemine girilmekte olduğu yanılsamasına kapıldılar. Aslında bu tür kuruntular, kapitalizm, emperyalizm, hegemonya gibi kavramlardan haberdar olmamakla ilgiliydi. Zira kapitalizm, emperyalizm üretmeden var olamaz, emperyalizm savaşsız yapamaz, hegemonya düşmansız mümkün değildir. Öyleyse ilk yapılması gereken, kaybolan düşmanın yerine yenisini bulmaktı ve bulundu: İslam radikalizmi veya siyasi islam
Sermayenin sermaye olabilmesi için üç şey gereklidir. Birincisi ölü emek olan üretim nesneleriyle canlı emek olan işçinin birbirinden kopması, ayrılmışlığı, ikincisi; işgücünün kapitalist tarafından satın alınmasıyla bunların birleştirilmesi, üçüncüsü de üretim sürecinde üretim nesneleri aracılığıyla bir hiyerarşi yaratılarak işçinin (canlı emeğin) ölü emek unsurları olan makine, araç, hammadde ve benzerlerine tabi konumuna indirgenmesi.
Sermayenin sermaye olabilmesi için üç şey gereklidir. Birincisi ölü emek olan üretim nesneleriyle canlı emek olan işçinin birbirinden kopması, ayrılmışlığı, ikincisi; işgücünün kapitalist tarafından satın alınmasıyla bunların birleştirilmesi, üçüncüsü de üretim sürecinde üretim nesneleri aracılığıyla bir hiyerarşi yaratılarak işçinin (canlı emeğin) ölü emek unsurları olan makine, araç, hammadde ve benzerlerine tabi konumuna indirgenmesi.
Küçük üretici, küçük üretici olarak kaldıkça, bir başkasına emeğini satması gerekmez. Ancak mülksüzleştiğinde, proleterleştiğinde emeğini satarak yaşar hale gelir. İşçinin kapitalist patronun etkinlik alanına girebilmesi için, onun her türlü yasal veya töresel bir aidiyeti veya bağımlılığı olmaması gerekir.
Birey, kendi çıkarlarını en iyi kendi bilir, özel mülkiyet olmadan özgürlük mümkün değildir, pazarın kendiliğinden işleyişine müdahale mutlaka kötüdür, serbest ticaret yegane arzulanır durum olmalıdır, insanlar doğuştan eşit yaratılmışlardır ve devredilemez, vazgeçilemez haklara sahiptirler...
Sayfa 132
Demokrasi, insanların siyasete aktif katılımını var sayıyor ama, şimdilerde insanları apolitize etmek, depolitize etmek, edilgen pasif bir sürü haline getirmek için yoğun çaba harcanıyor.
Sermayenin sermaye olabilmesi için üç şey gereklidir. Birincisi ölü emek olan üretim nesneleriyle canlı emek olan işçinin birbirinden kopması, ayrılmışlığı, ikincisi; işgücünün kapitalist tarafından satın alınmasıyla bunların birleştirilmesi, üçüncüsü de üretim sürecinde üretim nesneleri aracılığıyla bir hiyerarşi yaratılarak işçinin (canlı emeğin) ölü emek unsurları olan makine, araç, hammadde ve benzerlerine tabi konumuna indirgenmesi.
Entellektüelin misyonu, dünyanın efendisi haline gelmiş haksız ve yanlış karşısında, cümle alem diz çökerken bile, ayakta kalıp ona insanlık bilinciyle karşı çıkmaktır.
Önemli olan gelecektir ve geleceğe ulaşmak için çekilen acılar, katlanılan kötülükler, sadece daha mutlu bir gelecek için ödenmesi gereken bedeldir. İlerleme ideolojisinin vaadettiği mutlu gelecek artık ufukta bir çizgidir, yaklaşıldıkça uzaklaşan bir çizgi... İşte yüzyıllardır sayısız vahşet, sömürü, yıkım, katliam, sömürgecilik ve emperyalizm, bilim ve ilerleme adına böyle meşrulaştırılageldi.
Sayfa 43