Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çığrından Çıkmış Bir Dünya

Fikret Başkaya

En Beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya Gönderileri

En Beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya kitaplarını, en beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya yazarlarını, en beğenilen Çığrından Çıkmış Bir Dünya yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sömürüyü artırmanın yolu, çalışma sürelerini uzatmaktan, çalışma temposunu hızlandırmaktan yeni teknolojileri, daha gelişmiş makina-teçhizatı devreye sokmaktan, her seferinde işçiyi makinayla ikame etmekten, daha az işçiyi (canlı emek) yerine daha çok makina (ölü emek) kullanmaktan, veya bunların çeşitli kombinezonlarını devreye sokmaktan geçer.
Sayfa 194
Yeni teknolojilerin devreye girmesi kapitalizmin doğasında bir değişiklik anlamına gelmez. Amaç her zaman aynıdır: Daha çok emek sömürüsü, daha büyük artı-değer, daha geniş alanlara yayılma, hammaddeleri daha ucuza kapatma, daha geniş pazarlara ulaşma.
Sayfa 178
Reklam
Bertolt Brecht
Bir sonuca gitmeyen bilgiyi, bilmek mi istiyorsunuz? Bu dünyayı gerçekten değiştirmiyorsa! Dünya buna muhtaç Korkusuz ayrılırken bu dünyadan hızla; Bir diyeceğim var Dünyadan yalnızca bir insan olarak Ayrılmayın yetmez Ardınızda iyi bir dünya bırakmaya bakın!
Halk kavramı artık kullanılmaması gereken bir kavram sayılıyor. Zaten küreselleşmecilerin demokrasisinde artık halk yok, tüketici var “sayın seyirci” var.
Guy Debord
Artık bilimden dünyayı anlaması ve bir şeyleri iyileştirmesi değil, olup bitenleri meşrulaştırması isteniyor…
İyimserin de, kötümserin de ortak noktası, şeyleri olduğu gibi görememe aymazlığı ile ilgilidir. Kötümser mutsuz bir ahmak, iyimser de mutlu bir ahmaktır.
Reklam
Bir ülke zenginliği, o ülke nüfusunun %10’unun elindeyken, geniş emekçi sınıflar derece derece açlığa, işsizliğe yoksulluğa, sefalete, aşağılanmışlığa, horlanmışlığa terk edilmişken, baskı ve zulme maruzken, velhasıl, ülke zenginliğini yaratanlar “oyun dışına” atılmışken “demokrasi oyunu” bir sirk oyunu olmanın ötesine geçemez.
Bir siyasal rejimde egemen ideolojinin geçerli kılınması demek, toplum çoğunluğunun olup bitenleri gönüllü kabullenmesinin sağlanması demektir. Başka türlü ifade etmek istersek, egemen sınıf rıza olmadan, sadece kaba kuvvete, çıplak şiddete dayanarak egemenliğini sürdüremez. Bu yüzden egemenlik, iki ayak üzerinde durur: Çıplak şiddet ve gönüllü kölelik. Gönüllü kölelik, insanların bilincinde rejimin niteliği hakkında yanılsama yaratmakla mümkündür. İnsanların bilincini biçimlendirmek üzere de eğitimden geçmiş, diplomalı ideoloji üreticileri de devreye sokulur.
İktisat bilimi sayılıp üniversitelerde okutulanlar tam bir büyücülüktür. Dünyanın ve insanlığın gerçekliğiyle doğrudan ilgisi yok ama, saf bilim olarak sunulmaya ve öyle sayılmaya devam ediliyor. Bu sözde bilim sadece dünyanın, toplumun gerçekliğinden kopuk değil, bir de kepazeliği meşrulaştırıyor.
Emperyalizm, kapitalizme içerilmiş, onda içkin bir temel eğilimdir. Bu yüzden, kapitalizmin tarihinin belirli bir evresinde ortaya çıkmış bir olgu veya süreç olmadığı gibi, ekseri, burjuva akıl hocalarının yaymaya çalıştığı gibi, bazı netameli “kötü niyetli” kralların, imparatorların, devlet adamlarının, siyasetçilerin marifeti de değildir.
248 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.