Hayır, kainat her an mükemmeldir; her günah içinde faziletiyle birlikte bulunur; her çocuk içinde bir ihtiyar barındırır; her doğum içinde bir ölüm getirir; her fanide bir sonsuzluk vardır.
Delikanlı uzun süre kuyunun yanında oturdu ve gündoğu rüzgarının kendi yüzünde birgün bu kadının kokusunu bıraktığını ve bu kadının yaşadığını bile bilmeden onu sevmiş olduğunu düşündü.Ve bu kadına duyduğu aşk ona dünyanın bütün gizlerini açacaktı.
—Aşk nedir? diye sordu çöl.
—Aşk şahinin senin kumlarının üstünde uçtuğu zaman ki şeydir.
Çünkü sen onun için yeşermiş bir kırsın ve hiç bir zaman avsız dönmedi senden.Senin kayalarını,kumullarını dağlarını biliyor,ve ona karşı cömertsin sen.
O anda zaman durmuş gibi oldu.Kızın siyah gözlerini, gülümseme ile susma arasındaki karar veremeyen dudaklarını görünce, dünyanın konuştuğu ve yeryüzünün bütün yaratıklarının yürekleriyle anladıkları dilin,en temel ve en yüce bölümünü anladı!Ve aşk'tı bunun adı insanlardan da çöldende daha eskiydi.
Dinlemeyi,sakin bir kalp ile beklemesini,bilerek,açık bir ruh ile ihtirasa kapılmadan,birşey arzu etmeden,hükümler vermeden görüşler ileri sürmeden dinlemeyi öğreniyordu.
... ona öyle geliyordu ki sebepleri fark etmek gerçekten düşünmektir ve sadece düşünmek, düşünce vasıtası ile duygular bilgiye dönüşebilir ve artık bu bilgi yitirilmez, gerçek olur ve olgunlaşma böyle başlar.