Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist

Jane Gallop

Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist Gönderileri

Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist kitaplarını, Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist sözleri ve alıntılarını, Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist yazarlarını, Cinsel Tacizle Suçlanan Feminist yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1980'lerde feministler pornografiyi hedef aldılar ve geniş bir toplumsal etkiye sahip bir hareket olarak feminizmi canlandırdılar. 1990'larda cinsel taciz öne çıkan feminist sorun olarak pornografinin yerine geçti. Pornografi gibi cinsel taciz de feministlerin geniş bir hedef kitlesine ulaşmalarını mümkün kılar. Yine pornografiye benzer şekilde tacize odaklanmak, buradaki itiraz sanki cinsiyetçiliğe değil de cinselliğin kendisineymiş gibi bir yanlış anlaşılma riskini doğurur. Ve pornografi gibi taciz sorunu da entelektüel sorgulamaya karşı çıkan korumacı bir feminizme yol açmış gibi görünüyor.
Feministler pornografinin çoğu zaman cinsiyetçi olduğunu genel olarak kabul etseler de birçok feminist, pornoyu kültürün klasik edebiyat, reklam ya da nikah endüstrisi gibi diğer parçalarından daha fazla cinsiyetçi bulmaz. Pornografiyi feminizmin asıl hedefi olarak ayrıştırmak, buradaki yanlışın cinsiyetçilik değil de bizzat cinsellik olarak görülmesine yol açabilir. Birçok feminist cinsiyetçiliğin bu kadar açık bir cinsel biçiminin hedef alınmasının, geleneksel ahlakı destekleyecek şekilde gerici ve anti-feminist hareketin elini güçlendirmesinden endişe ediyor. Olayların gelişim, endişe etmek için gerçekten de bir neden olduğunu gösterdi. Indianapolis'te feminist anti-porno mevzuat, gey hakları ve Eşit Haklar Yasası Değişikliği aleyhine olacak şekilde muhafazakar bir milletvekili tarafından finanse edildi.
Reklam
Feministlerin çoğu kadınların cinselliğinin çeşitli şekillerde sömürüldüğünü, saldırıya uğradığını, sakatlandığını, yasaklandığını ve inkar edildiğini kabul ederler. Ama feministler erkeklerin arzulayan özneler olduğu, kadınlarınsa insanlıktan çıkarılmış nesneler olduğu bir cinselliğe karşı nasıl tepki verileceği konusunda farklılaşırlar. Bazı feministler cinselliğin kadınları insanlıktan çıkarmanın bir yolu olduğunu düşünürken, bizim gibi başka bazıları tam anlamıyla insan olmak için cinselliğimizi geri istememiz gerektiğine inanırlar.
Bir yandan, feminizm kadınların ezilmesiyle ilgilidir. Kadınlar dünyada adil bir muamele görmezler ve feminizm bunu gidermeye çalışır. Dolayısıyla feminizm zorunlu olarak kadınların talihsizliklerinden bahseder. Eğer kadınlar dezavantajlı ve güçsüzleştirilmiş olmasaydı feminizme hiç gerek kalmazdı. Öte yandan, feminizm kadınların potansiyelleriyle ilgilidir. Eğer feminizm sadece kadınların güçsüzlüğünü görüyor olsaydı, hayatlarımızı değiştirmek ve dünyayı kadınlara daha iyi bir yer yapmak için bize enerji veren bir rüya olmaktansa, bir umutsuzluk reçetesi olurdu. Dolayısıyla, feminizm kadınların olanaklarından söz etmelidir.
Rızaya dayalı öğrenci-hoca ilişkisinin yasaklanması, öğrenci evet dediği zaman aslında hayır demek istemiş olduğu varsayımına dayanır. Bunun, bir kadın hayır dediği halde evet demek istemiş olduğunu varsayan mantığın aynısı olduğunu düşünmeden edemiyorum. İlk varsayım korumacıdır, ikincisi tacizin asıl mantığıdır. Taciz ile korumacılığın ortak yanı, tam da kadınların arzularını tanımayı reddediyor olmalarıdır. Ortak kanı, kadınlar olarak ne istediğimizi bilmediğimiz, bizden daha bilgili ve güçlü birilerinin daha iyi bildiği varsayımıdır.
Bir feminist olarak, kendi arzularımızla ilgisi olmayan güçler tarafından, kadınların erkeklerle cinsel ilişki kurmaya zorlandıkları pek çok durum olduğunun pekala farkındayım. Ve öğrencilerin hocalarıyla ilişkilerinde benzer bir konumda olabileceklerini de anlıyorum. Ama bir feminist olarak, kadınların ya da öğrencilerin rıza gösterme hakkını inkar etmenin bir çözüm yolu olduğunu düşünmüyorum. Kadınların rıza gösterme hakkını inkar etmek, arzulayan özneler yerine cinsel nesneler olma statümüzü güçlendirecektir. Tam da bu nedenle cinsel yaklaşımların istenmiş olup olmadığının mutlak olarak önemli olduğuna inanıyorum.
Reklam
Öğrencinin özgürce rıza göstermesinin imkansızlığına gönderme yaparak öğrenci-hoca cinsel ilişkisine sofuca karşı çıkan üniversite yöneticileri, eğer bu konumlarının evlilik kurumunun radikal feminist eleştirisi üzerinde temellendiğini bilseler, herhalde şok olurlardı. Dahası hiç kimsenin bu yöneticileri, kadınların rızasının her durumda bir ölçüde zorla sağlanmış olduğu gerekçesiyle (güç asimetrisi nedeniyle) heteroseksüelliğin yasaklanması politikasına ikna edebileceğini sanmıyorum.
Feministler, ekonomik düzenlemelerin kadınlar için heteroseksüelliği genel olarak ''zorunlu'' kıldığını gördüler. Kadınların ekonomik olarak dezavantajlı olduğu toplumlarda çoğu kadın hayatta kalabilmek için erkeklerle cinsel ilişkiler kurmak zorundalar (ki bunun kapsamı yasal evlilikten fahişeliğe kadar uzanır). Eğer kadınlar hayatta kalmak için erkeklerle seks yapmak zorundaysalar, bu ilişkilere özgürce rıza göstermiş olamazlar. Zorunlu heteroseksüelliğin bu eleştirisinin ne anlama geldiğine dair ciddi bir kafa karışıklığı söz konusu olmuştur. Az sayıda feminist, bunun hiçbir kadının gerçekte erkeklerle seks yapmak istemediği anlamına geldiğini savunur. Bu da hemen ardından, özgür olmak isteyen kadınların erkeklerle seks yapmaması gerektiği sonucuna götürür. Gerçekte bu konumu savunan çok az sayıda feminist olmasına rağmen, çoğu kişi bu aşırı görüşün asıl feminist tutum olduğu yanılgısına kapılmıştır.
Cinsel taciz her zaman istenmeyen cinsel ilgi olarak tanımlanagelmiştir. Ancak rızaya dayalı ilişkiler alanına doğru bu genişlemeyle birlikte, kavram artık karşılıklı olan ve hoş karşılanan cinsel ilgiyi de kapsayabilir hale gelmiştir. Bu da taciz kavramını, karşı çıkılan şeyin istenmeyen yaklaşım değil de kendi başına cinsellik olduğunu ima edecek şekilde yeniden biçimlendirir.
Cinsel taciz feminist formülasyonla bağını gevşetince, ona karşı yürütülen haçlı seferi sadece feminizmden bağımsızlaşmakla kalmaz, feminizme düşman bile olabilir. (...) Bir kez cinsel taciz feminist anlamından sıyrıldığında, feminizmin bizzat kendisinin bir cinsel taciz türü olarak zan altında kalması mümkün olur.
Reklam
Kampüste cinsel tacize karşı aktif mücadele eden başka bölümden bir öğrenci, daha önce beni hiç görmediği halde benim vakamla ilgili olarak raportöre yorum yapmakta çok istekli davranmıştı: ''Jane Gallop, bunu yapan erkekler kadar kötüdür - hayır, çok daha kötüdür.'' ''Erkek kadar kötü'' bir kadın, tam da kadın olduğu için erkekten çok daha kötü görünür.
Cinsel tacizi ayrımcılık olmadan düşünmek mümkün olduğu zaman, cinsel taciz ayrımcılık değil de cinsellik suçu haline dönüşür. Gerçekten de son zamanlardaki ulusal yönelim, ayrımcılık olmadığı durumlarda cinsel taciz tespit etmek yönündedir. Bu, cinsel tacizin feminist formülünden önemli ölçüde sapıldığını gösterir.
Kaçınılmaz olarak insanlar, tacizi suç fiili yapan şeyin seks olduğunu varsayıyorlar. Böylece feminizmin cinsel tacizi sorgulama isteği, cinselliğe dair varsayılan husumetine bağlanıyor. Ama tekil feministlerin duyguları ne olursa olsun, feminizm ilke olarak cinselliğe karşı bir hareket değildir. Asıl ve ilke olarak kadınların dezavantajlı kılınmasına karşıdır. Cinsel taciz, cinsel olduğu için değil ama kadınları dezavantajlı kıldığı için feminist bir sorundur.
Cinsel taciz, cinsel olduğu için değil, ama kadınları dezavantajlı kıldığı için feminist bir sorundur
"bu özgürleşmenin en vaat dolu biçimiydi: birlikte zeki ve cesur olan kadınlar."
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.