Kimsesizlikleri en büyük kimsesizlik olduğu halde "sahipsizim" diyemeyen, baygın gözlerinden, çökük avurtlarından açlığın bütün azapları okunduğu halde "açım" demekten çekinen, kışın dağ başında radyatörünün suyunu dondurmamak için uğraşırken, ayaklarının parmaklarını donduran, "ömrüm dağlarda mı geçecek" diyemeyen şoförler, en soğuk günlerde bile kendi yaşındaki çocukların sıcak odalarda mışıl mışıl uyuduğu saatlerde, karda, tipide gazete satan, karamelâ satan, ısınmak için girdiği bir kahvenin garsonundan çekinen, hemen kovarlar diye korkan, koyun gibi mazlum, gelin gibi utangaç; " Ben de çocuğum, benim de ısınmaya, gezmeğe, eğlenmeye hakkım yok mu" diyemeyen çocuklar biliyorum...