Claude Gueux kitaplarını, Claude Gueux sözleri ve alıntılarını, Claude Gueux yazarlarını, Claude Gueux yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Claude Gueux’ya bir bakın. Şüphe yok ki iyi işleyen bir kafa, iyi niyetli bir yürek. Ama kader onu öyle kötü bir topluma soktu ki sonunda hırsızlık yaptı; toplum onu öyle bir hapishaneye koydu ki sonunda birini öldürdü.
Gerçekten kim suçlu?
O mu?
Biz mi?
Fikirleri olan bir adamı düşünmeyen insanların arasına koyun, karşı konulamaz bir çekim yasasıyla, bir zaman sonra tüm karanlık beyinler, mütevazılık ve hayranlıkla bu parlak beynin etrafında dört döner.
Başımıza kişisel ya da toplumsal bir felâket geldiğinde, toprakta kalan enkaz yığının nasıl tasarlandığını incelersek, neredeyse her zaman kendine inanan, kendine hayran, vasat ve dik kafalı bir adam tarafından körü körüne yapıldığını görürüz.
Bu kısacık metine kocaman bir yorum yazabilirim, ama…
Müfredata eklensin, toplu taşımalarda dağıtılsın, önemli (!!!!) bazı yerlerde okutulsun.
Adaletin dişli çarkında dönüp duran, acı ve sefalet içindeki bireylerin küçük mutluluklarının bile elinden alınabildiğine örnek olsun!
Belki o zaman her gün akbabaların ciğerini yediği Prometheus’u bu ıstırabından kurtaracak Herakles’ler ortaya çıkabilir.
Claude GueuxVictor Hugo · Can Yayınları · 2022626 okunma
Sıklıkla kabineye saldıran muhalefet ve muhalefete saldıran kabine arasındaki beyhude kavgaların ortasında meclisten ya da halka ayrılan kürsüden herhangi biri birdenbire ayağa kalkıp şu ciddi sözleri söylese meclis ne derdi acaba:
"Susun! Ne sanıyorsunuz kendinizi? Kesin artık konuşmayı! Meseleyi anladığınızı sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz."
İşte sorun burada. Adalet henüz bir yıl önce Pamiers'de bir adamı kelebekle doğradı; Dijon'da bir kadının kafasını kopardı; Paris'te, Saint-Jacques Kapısı'nda bilinmeyen infazlar gerçekleştirdi.
Mesele tam da bu. Bununla ilgilenin.
Şüphe yok ki iyi işleyen bir kafa, iyi niyetli bir yürek. Ama kader onu öyle kötü bir toplama soktu ki sonunda hırsızlık yaptı; toplum onu öyle kötü bir hapishaneye koydu ki sonunda birini öldürdü.
Gerçekten kim suçlu?
O mu?
Biz mi?
Herkesi kendine çeken, hepimizi giysilerimizin eteklerinden çekiştiren ciddi ve dokunaklı meseleler bunlar; bir gün yolumuzu öyle bir tıkayacaklar ki onlarla yüzleşmek ve ne istediklerini sormak zorunda kalacağız.