Türkiye’de çocukluğun tarihinin yeterince merak edilmediğini ve araştırılmadığını söyleyerek söze başlamayı artık gereksiz buluyorum; çünkü Türkiye’de çocukluğun sosyolojisi, etnolojisi, halkbilimi de yapılmıyor (örneğin “çocuk yoksulluğu” hemen hemen hiç araştırılmamıştır bugüne kadar). Dolayısıyla çocukluğun sosyal bilimlerde tamamen ihmal edildiğini söylemek daha doğru olacaktır. Çocuk nüfusunun bunca yüksek olduğu bir ülkede bu ihmalin nedenlerini mutlaka soruşturmamız gerekmektedir. Bu ihmalin arkasmda nasıl bir zihniyet bulunduğu sorusuna benim ilk yanıtım, Türkiye’de çocukluğun sadece bilimsel çalışmalarda değil gündelik yaşamda da göz ardı edildiği biçimindedir. Söz gelimi, “çocukları sevmek” gibi, “eğitime önem vermek” de Türk toplumunda yaygın söylemlerdir, ama daha yakından bakıldığında bu iddiaların genellikle potansiyel olarak kaldığı, davranışa pek dönüşmedigi görülebilir. Öyle olmasaydı çocuklar bu kadar şiddete uğrar, eğitimleri bu kadar ihmal edilir miydi?