Acaba yeryüzünde bizim insanımız kadar abartmaya meraklı başka bir insan var mıdır ? Hiç zannetmiyorum olduğunu. Zira her şeyi abartmaya o kadar meraklıyız ki..
Neyse gelelim asıl konumuza Tezer Özlü ismini sıkça duyardım ve hep bir yerden başlayıp bu insanı okumak isterdim. Sonunda ilk kitabından başlamak için bu kitabı okudum ve evet o kadar büyük bir beklentiyle okudum ki sonu kesinlikle hüsran oldu benim için. Çünkü o kadar övülmüş, o kadar üzerinde durulmuş, dersin ki bir şaheserden bahsediliyor. Oysaki durum hiç de öyle değil. tamamen boşluk. Tamamen basitlik.
Şahsen ben bu kitapta birkaç güzel cümleden başka hiçbir şey bulamadım. Hem de defaatle okumama rağmen. Normal şartlarda ne kadar fırsat olmasa da bir günde en az 80 sayfaya yakın kitap okurum. Yaklaşık 100 sayfalık bu kitabı 1 haftada okuyabildim. Çünkü sürekli baştan almak, sürekli yeniden okumak zorunda kaldım.
Neden mi?
Çok basit: "Bunca insan beğenmişse muhakkak bir yerini kaçırıyorumdur!." fikri. Ama baktım ki kaçırdığım hiçbir şey yok. Tek kaçan, onca günlük kitapsız serüven...
Son söz o ki bu kitap sadece karmaşık bir yazı bütünü olmaktan öteye geçemiyor. Anlatımı da kuvvetli değil. İçerik zaten yok gibi. Heyecan vermiyor. düşündürmüyor vesaire...