Asıl geçmiş hatırladıklarımız mı, yoksa gerçekte yaşananlar mı?
Geçmiş çok uzak bir ülkedir ve o uzak ülkede, 1977'de, Hümeyra'nın Altınoluk'a ilk kez gelmesiyle başlar her şey. Genç adam belleğinin kapılarını açınca gençlik anıları sayfalara birer birer dökülür: Ali, Mustafa, yaz aşkları, İstanbul, üniversite yılları, tiyatro çalışmaları, roman taslakları, filmler, Kafka ve Nilüfer...
Mehmet Açar üçüncü romanı Çok Uzaklarda Bir Yaz'da hem modern bir aşk masalı yazıyor hem de "80"lerin toplumsal yaşamının güncesini tutuyor; "80"lerde genç olmayı, aşkı, solculuğu, hayalleri, Darbe'nin sonuçlarını anlatıyor. Trenler nasıl kaçırılmış, kalpler nasıl parçalanmıştır?.. Hepsi genç adamın geçmişinde saklıdır.
Çok Uzaklarda Bir Yaz arkadaş grubu arasında "üçüncü çocuk" olmayı ve hep arkada kalmayı kabullenmiş bir anti-kahramanın hikâyesi...
Tanıtım Yazısı'ndan