Bu dünya yaptığımız işlerde dağa karşı seslenmeye benzer; söylediğimiz her şey yankılanıp bize geri döner. Aynen bunun gibi dünya hayatında da hayırlı ya da fena işler yapanlar ona göre karşılığını alırlar
Ruh ve kalbin bedene hapis olması, toprağa gömülen bir çekirdeğin belirli bir süre karanlıkta kalması ve etrafını saran toprak sebebiyle içindeki özü açığa çıkaramamasına benzer. Sonra çekirdek toprağın baskısından ve karanlıktan kurtulur; havaya ve gün ışığına kavuşarak içindeki potansiyeli gerçekleştirip mini bir ağaç haline gelir.
O halde, bizi Allah'a isyana, gayrı meşru ilişkilere, harama davet edip özendirenleri, yani bizi sahte cennet vaatleri ile aldatıp cehenneme göndermeye çalışanları nasıl sevebiliriz?