Cumhuriyet Kazanımları

Kolektif

En Eski Cumhuriyet Kazanımları Gönderileri

En Eski Cumhuriyet Kazanımları kitaplarını, en eski Cumhuriyet Kazanımları sözleri ve alıntılarını, en eski Cumhuriyet Kazanımları yazarlarını, en eski Cumhuriyet Kazanımları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk'ün ilk ilişki kurduğu yabancı devlet başkanlarından biri Afganistan Kralı Amanullah Han olmuş. Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), stratejik bir yaklaşımla, daha 1920 yazında, Amanullah Han'a bir temsilci yollar, bir mektup yazar ve işbirliği önerir. 1 Mart 1921'de Türkiye-Afganistan ittifakı yapılır. Amanullah Han, hemen Ankara'ya bir elçi gönderir. Ertesi yıl Fahrettin Paşa (Türkkan) Türkiye'nin Afganistan Elçiliğine atanır. Amanullah Han, Mustafa Kemal Paşa’nın başarılarını, zaferlerini sevinçle karşılar. "Türkiye'nin sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimiz" der içtenlikle. Atatürk ile Amanullah Han arasındaki ilişkiler gitgide sıcak kardeşlik yakınlığına dönüşür.
Sayfa 93 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Amanullah Han, devrildikten sonra da Atatürk'e karşı dostluğunu sürdürdü. Birkaç kez, özel olarak, Roma'dan Türki­ye'ye geldi, Atatürk'le görüştü. Son olarak Kasım 1938'de tekrar Türkiye'ye geldi. Atatürk'ün cenaze töreninde bulundu. Büyük dostuna karşı son saygı görevini yerine getirmiş oldu.
Sayfa 94 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Reklam
Hitler, Atatürk'ün cenaze töreni için biri sivil, diğeri aske­ri iki heyet gönderdi. Askeri heyette, Alman kara, deniz ve hava kuvvetleri birer ordu komutanı ile temsil edildiler. Atatürk'ün naşının Dolmabahçe'den İzmit'e taşınması törenine Alman Kruvazörü "Emden" de katıldı. Ankara'daki cenaze töreninde ise Almanya ayrıca 130 er ve 2 subaydan oluşan bir askeri müfreze gönderdi. O güne kadar Almanya'nın bir yabancı devlet başkanı­na böylesine büyük bir saygı gösterdiği görülmüş değildi. Doğrusu Hitler, Atatürk'e son saygıyı göstermede hiç kusur etmemiştir.
Sayfa 103 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Kısacası, Türkiye-İran sınırının güvenliği, ülkelerimizin hu­zuru ve bölgemizin barışı için İran'la samimi ve sağlam bir dost­luk şarttı. Bunun da yolu Şah'tan geçiyordu. Kemal Atatürk-Rıza Şah Pehlevi dostluğu, 1930'dan sonra yeni bir döneme girdi ve 1934 yılında Şah'ın Türkiye ziyaretiyle de doruğa çıktı. Bir ay ka­dar süren Şah'ın Türkiye ziyaretinin öyküsü, bu bölümün çerçe­vesini aşar. Belgelere yollama yapmakla yetiniyoruz. Atatürk, ve­dalaşırken, "büyük dostu ve kardeşi" Rıza Şah'a; "Zatı Şehinşahilerile birlikte geçirdiğim günler ve kudret ve faziletinize bir kerre daha şahit olduğum muhavereler hatırımda silinmez surette menkuş (nakşedilmiş) kalacaktır. Milletlerimizin birbirlerine karşı pek tabii olan kuvvetli rabıtları ziyaret-i şehin­şahilerile tebarüz etmiş ve büsbütün kökleşmiştir" dedi. Şah da, "Ziyareti sırasında bir anlaşma veya sözleşme imza­lanmamış olmasına rağmen, iki kardeş devlet ve millet arasındaki dostluk ve samimiyet herhangi bir vesikanın ehemmiyet ve şümu­lünün çok fevkindedir" buyurdu.
Sayfa 127 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Osmanlı Devleti, Polonya'nın paylaşılmasını hiçbir zaman tanımamış ve kara günlerinde Polonyalı mültecilere ve milliyet­çilere kucak açıp kanat germişti. Polonyalılar,Türklerin bu büyük dostluğunu hiç unutmamışlardı. Lozan' da, Barış Antlaşması'nın imzalanmasından bir gün önce, 23 Temmuz 1923'te Polonya ile Türkiye arasında dostluk antlaşması imzalandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından hemen sonra da Türkiye ile Polonya arasında diplomatik ilişkiler kuruldu; iki kadim dost, 129 yıl ara­dan sonra yeniden buluşup kucaklaştı.
Sayfa 143 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Türk kadınını karanlıktan aydınlığa çıkaran, onu tüm dünya kadınlarının üstünde, zirvesinde tutan büyük Atatürk 1934 yılın­da da Anayasanın 10. ve 11. maddelerini düzelterek dünyada ilk olarak seçme ve seçilme hakkını Türk kadınına kazandırmış­tır. Aynı yıl, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne; kişilik sahibi, ay­dın, bilgili 18 kadın milletvekili girdi. Bunlardan biri Kazan Köyü muhtarı Satı Kadın'dı. Ata'mızın kurduğu Cumhuriyet'in teme­linde aydın kadınlarımız şehirlisi, köylüsü ile yer almıştır. Köylü kadınlarımızın da TBMM'de isteklerini duyurabilme­leri için Atatürk 1890 doğumlu, 6 çocuk annesi Satı Çırpan'ı da Meclis'te görmek istemiştir. İlk karşılaştıklarında Atatürk, Satı Kadın'a ne zaman doğdu­ğunu sormuş, "1919'da Ata'mız Samsun'a çıktığında doğdum. On­dan önce yaşamıyordum ki!" yanıtını almıştır. Atatürk, "Peki ka­dınlar da erkekler gibi her alanda çalışmalı mı?" diye sorunca Satı Kadın, "Evet, biz kadınlar hedefe dürüstçe yürüyüp, Cumhuriyet meşalesini her alanda taşıyacağız Paşam" demiştir. Satı Kadın o yıl örgülü saçlarını kesip ensesinde toplamış, siyah pantolon-ce­ketiyle Meclis'e girdiğinde ayakta alkışlanmıştır.
Sayfa 171 - Bilgi Yayınevi, 1.Basım, Ekim 2014Kitabı okudu
Reklam
42 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.