Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Daha Önce Tanışmış mıydık?

Yekta Kopan

Daha Önce Tanışmış mıydık? Gönderileri

Daha Önce Tanışmış mıydık? kitaplarını, Daha Önce Tanışmış mıydık? sözleri ve alıntılarını, Daha Önce Tanışmış mıydık? yazarlarını, Daha Önce Tanışmış mıydık? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zaman, bana korkularımı verirken, karşılığında uykularımı çalıyordu.
Kendi hayatımı ne kadar tanıyorum? İnandığım, gerçekten bağlandığım, ardında sonuna kadar gitmekten çekinmediğim bir şey var mı?
Reklam
, uykumun geldiğini hissedip yatıyor ve sabaha kadar uyuyamıyordum.
Ama uzun süredir gözlerimden ayırmadığı gözlerinden, yanıma gelmek istediği belli oluyor.
Ya da ben herhangi bir şeye, uğruna hayatımı verecek kadar büyük bir heyecanla bağlı mıydım?
Reklam
Hayatımın bir iki hatırasına sahip çıkmak istedim. Ne yazık ki ben hayatımı, değil istediğim gibi, yaşadığım gibi bile yazamam.
Çocuklar ve yaşlılar ,kapağı her an için açık duran birer öykü hazinesi sandığı gibidir.
56 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Daha Önce Tanışmış mıydık, Yekta Kopan'ın kalemiyle tanışma kitabım oldu. Yekta Kopan okuma isteğim, Toptaş ile ortak bir kitap çıkarmış olması oldu. O kitabı baskısı tükendiği için bulamadım tabii. Yeni tanıştığım bu kalemi de sevdim. Okuduğuma memnunum.
Daha Önce Tanışmış mıydık?
Daha Önce Tanışmış mıydık?Yekta Kopan · Altkitap · 200348 okunma
Reklam
Bu bunaltıcı yalnızlıktan çıkmanın tek yolunu erken yaşta keşfetmiş, kitaplardan başımı kaldırmaz olmuştum.
Hayat, lunaparktaki aynalar gibi. Güldürücü ve kişiyi kendi gerçeğiyle yüzleştirmemeye kararlı.
İşte yine tahterevallideyim. Ne yukarıda olmak istiyorum ne de aşağıda. En zorunun bu olduğunu biliyorum ama dengede durmayı seviyorum. Dengede durabilmek için cesaretimle korkularımın aynı olması gerektiğini öğrendim artık.
Sadece güneş doğduğunda aydınlık, battığında karanlık olduğunu biliyorsun. Ama alacakaranlığın aydınlığı mı karanlığı mı haber verdiğini nereden anlayacaksın? Mutlulukla mutsuzluk arasında bir alacakaranlık olup olmadığını nereden anlayacaksın? Bomboş bir bahçede oturmuş bunu düşünüyorsun. Birden ufuk çizgisinde bir ışık görüyorsun. Güneş mi yükseliyor ay mı bilemiyorsun. Tam anlayacakken birden her yer kararıyor. Karanlık, karanlık, karanlık...
Bomboş bir bahçede zürafalar görüyorsun. Dişi zürafa dünyanın en hüzünlü canlılarından biri. Hüzünlü olduğu kadar çaresiz. İnce uzun bacaklarını kırarak oturamadığı ya da yan yatmayı başaramadığı için doğum sırasında oldukça yüksekten düşecek olan yavrusunu kaybetme korkusuyla geçiriyor hamilelik dönemini. Sonra doğum anı geliyor. Yüzyıllardır süren gelenek değişmiyor ve doğanın zürafaya verdiği kabiliyetsizlik sonucunda yüksekten düşerek doğmak zorunda olan bebek zürafa, ilk nefesinden itibaren bir yaşama savaşına başlıyor. İşin acısı bu ilk savaşında düşman bir anlamda annesi. Doğum sırasında anne zürafanın altına bir ağ gerilmesi gerektiğini düşünüyorsun. Sonra bir anda kendini göbeğinde bir kordonla düşerken görüyorsun. Hafif ıslak, şaşkın ve çırılçıplak, aşağı doğru süzülüyorsun. Altında ağ yoksa düşüp ölebilirsin. Kısa bir an tepende ne olduğuna bakıyorsun, sonra gözlerin ya ağ yoksa korkusuyla aşağı doğru dönüyor ve aşağıda…
90 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.