İçimizde büyüyen ve çürüyen serzenişlerle,içimizde bastırılmış çığlıklar ve tutkularla,içimizde bütün sözcüklerin yuvarlandığı derin uçurumlarla yaşamak zorundayız.
İncinmişliklerimizi yalandan bir umursamazlıkla kapatmaya çalışıyoruz.Oysa hayatımız süreli yön değiştiriyor.
Benim bin bir çeşit surat taşımıyorum.İnsanlara göre yön değiştiren bir cila ile kaplamıyorum gerçek yüzümü.Ayrıca gönlümde yer edinmemiş hiçbir duygunun görüntüsüne yüzümde rastlamanız mümkün değil.
Ölümsüzlerin insanlara sunabildiği en değerli armağana; yani güzelliğe sahip olan, kendini sevmezse neye yarar? Hüznün karasıyla ağılınınca gençliğin yararı ne olabilir ki?