Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Demokrasinin Cinsiyeti

Anne Phillips

Demokrasinin Cinsiyeti Gönderileri

Demokrasinin Cinsiyeti kitaplarını, Demokrasinin Cinsiyeti sözleri ve alıntılarını, Demokrasinin Cinsiyeti yazarlarını, Demokrasinin Cinsiyeti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birkaç is­tisna dışında, çağdaş yasalar, evlilikiçi tecavüzün varlığını henüz kabul etmemektedir.
Demokratik bir toplum zoraki itaate dayanamaz (bana boyun eğ, yoksa silahımı kuşanırım); atfedilen rollere de dayanamaz.
Reklam
Yönetilmeyi kabul ediyo­ruz, çünkü karşılığında bir şey -politik düzen, hakların korunması ve şimdi oy kullanma hakkı- alıyoruz.
“İnsanlara, kafese konmuş leoparlar gibi, gurur­lu bireylikleri ve zincirsiz özgürlükleri için hayran olunur, ama yine de gü­venilmezlikleri ve huysuz davranışları nedeniyle kafese kapatılmaları ge­rekir. Aslında birey tehlikeliyse, tür öldürücüdür. Liberal demokrasinin en sağlam kafesleri Halk için ayrılmıştır.”
Modern köle.
Kölenin tersine, ücretli işçi kendisinin ve kapa­sitelerinin sahibiydi; çok küçük ölçekli de olsa bir mülk sahibiydi.
Platon, alışıl­madık bir şekilde, kadınları en yüksek politik role muhtemel adaylar olarak görüyordu, ama onun Devlet'i de seçkin Muhafızların aile yuvalarından, cinsel ya da ailevi bağlantılardan vazgeçmelerini gerek­tiriyordu. Karşı çıkarmış gibi görünürken bile, hane ve aile kaygıla­rının kamu yaşamıyla uyuşmaz olduğu yolundaki basmakalıp düşün­ceyi sebatla yeniden dile getiriyordu.
Reklam
Aristoteles'e göre, bu, kadınların politikada yeri ol­madığı anlamına geliyordu, çünkü kadınların "doğası" onları yalnızca özel alanın düşük erdemlerine uygun kılıyordu.
Bireyci olun ama radikali olmayın, sıkıntı.
Radikal bireycilik, bireyi toplumdan önce görür ve toplumun var olduğunu bile zor kabul eder. En aşırı versiyonlarında, bu, artık za­manımızın ruh haline uygun değildir.
Sheldon Wolin’e göre Liberalizm:
“Korku içinde doğmuş, düş kırık­lıklarıyla beslenmiş, insanlık durumunun bir acı ve endişe durumu olduğuna ve muhtemelen öyle kalacağına inanmaya eğilimli bir iti­dal felsefesi...”
Birey tüm bilginin kaynağı ve tüm anlamın pınarı olarak sahneye adım attığında, azami mutsuzlu­ğu üretmek üzere düzenlenmiş bir senaryonun içine girmişti. Kendi aklımızla bulup çıkarabileceğimizin ötesinde bir doğru yoktur; bir­birimize duyduğumuz eşit korkunun ötesinde ortak bir deneyim yok­tur; aklımızın ortaya koyabileceklerinden başka ortak çıkarlarımız yoktur.
355 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.