Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların gözyaşlarını
boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!
Reform dileklerini uyutur, cümle yalan dolan ve entrikaya eyvallah edersiniz de bir genç çocuktan mı çıkaracaksınız tüm üniversitenin günahını? Bir insanın geleceğini karartmakla mı düzelecek üniversiteniz?
— Delikanlım!.
İyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım!.
Sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
İyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha…
"Deniz Gezmiş'i belki tanımazsınız... Uzun boylu, dal gibi bir genç bu Deniz Gezmiş... Namuslu, devrimci, heyecanlı bir genç... İşgal hareketlerine, boykot hareketlerine katılmış, o çay senin , bu çay benim, o sinema senin, bu sinema benim diye gezecek yerde namussuz düzenin değişmesi için çırpınmış... Ve belki de hatalar da yapmış bu arada, kusurlar kabahatler işlemiş... Ama bataklık fırtınasının ortasında namussuzlukları bir türlü olağan sayamayan yüreğiyle çabalamış durmuş."