Jack London neden en beğendiğim yazar olduğunu bana bu kitapla bir kez daha kanıtladı. Okurken keyif aldığım kitaplar arasında daima listenin üst sıralarında yer alacak. Kitapta ki üç ana karakter (Wolf Larsen, Maud Brewster, Humprey Van Weyden) de birbirinden güzeldi. Ancak bir karakter var ki sırf onun için bile bu kitap okunmalı. Wolf Larsen. Martin Eden kitabını okuyanlar tanıdık birşeyler bulacaklar bu kitapta. Ben Martin Eden ile Wolf Larsen arasında bir takım ortak noktalar buldum. Hatta işi biraz ileriye götürecek olursam şunu söyleyebilirim : Martin Eden karakteri, Wolf Larsen ve Humprey Van Weyden karakterlerinin birleşiminden oluşuyor bence. Kitabın arkasında yazdığı gibi Wolf Larsen'i Nietztche nin Böyle Söyledi Zerdüşt kitabında anlattığı üstinsana benzetmek de mümkün. Deniz yaşamının zorlukları, hayatında hiç zorluk görmemiş bir insan ile hayatı boyunca zorluktan başka birşey görmemiş iki insanın birbirlerine hem dost hem düşman oluşları, nedenleriyle birlikte çok güzel anlatılmıştı. Entelektüel yalnızlıklarını birbirleriyle kapatarak dost oldular. Hayatın kendilerine karşı tutumu nedeniyle birbirlerine düşman oldular. Üstelik ikisini aynı anda yaptılar. Tüm bu deniz yaşamının, bu dostluk ve düşmanlığın yanına bir de bir yaşam mücadelesi ile bir aşk sıkıştırabilmek Jack Londona yaraşırdı zaten. Kitabı bitirdim ama kitabın üzerimdeki coşkusu bitmiyor. İncelememe bile yansıdır sanırım. Özetle tavsiyemdir. Okuyunuz.
Deniz Kurdu
Jack London