Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Denizin Çağrısı
Jack LondonDenizin Çağrısı Yorumları ve İncelemeleri
Denizin Çağrısı yorumları ve incelemelerini, Denizin Çağrısı kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Denizin Çağrısı puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.810 üzerinden
Ah bu gençlik! Hepimiz anne babamızın, bizim duygu ve düşüncelerimizi anlamadıkları , bizi çok sıktıkları , bizi hiç düşünmediklerini hissettiğimiz adına 'ergenlik' denen dönemi yaşamışızdır veya yaşıyoruz.
'Denizin Çağrısı' da böyle bir dönemden geçen bir gencin, özgürlük ve deniz aşkıyla evden kaçıp, korsanların kucağına düşmesini konu alıyor. Babasının (tabi bir zamanlar hiç kulak asmadığı) hayat hakkında ki ona verdiği öğütlerinin kıymetini zor ve tehlikeli yollardan tecrübe ediyor.
Hiç bilmediğim denizcilik hakkında terimler kitapta sıkça karşıma çıktı. Ara ara kelime anlamlarına bakmak zorunda kaldım. Fakat Jack London'ın muhteşem kalemiyle olayları gözümde canlandırmak hiç zor olmadı.
Klasikler insanda etki bırakmakır ve okuduktan yıllar sonra bile hatırlanır. "Kitap okumayı severim" diyen bir insan mutlaka klasik eserleri de okumalıdır ki başlarda sıkılabilir. Fakat bir kaç kitaptan sonra tadına varır.
Jack London'ın sade ve akıcı kalemi sayesinde 'Denizin Çağrısı' tam da klasik okumaya alıştırıp sevdirecek türden bir eser. Gençlik kitabı olarak bilinse de her yaştan okurun okumasını tavsiye ederim.
Denizin Çağrısı
London, on altı yaşında California Balık Devriyesi'ne katıldı. Onyedi yaşına girdikten hemen sonra da bir gemide denizci olarak göreve başladı ve bir çok eserine denize olan hayranlığını yansıtmış. Bize yazdığı bu eserler ile bir çok deniz macerası yaşatmıştır. Bu eserinde de hem gençlik heyecanını hemde korsanlar ile deniz yolculuğunu anlatmaktadır. Denizlerin dalgası, fırtınası ve tekneye vuran çılgın sular eşliğinde keyifli bir hikaye okuyoruz.
John adlı çocuk hayatından memnuniyetsiz, okumak istemeyen biridir ve hem kendi içindeki sesi dinlemek hemde ailesine kendisini ispatlamak için denizciliğe başlamaya karar verir ve evi terk eder. Denizciliğe başladığı ilk dakikada pişman olur çünkü karşındaki denizciler korsandır. Ve evet bu güzel gençlik hikayesi sonrasında bize korsanlardan kurtulmaya çalışan, hayatının ne kadar kıymetli olduğunu anlayan John'u anlatıyor. London'un bir çok eserini severek okuduğum gibi bunu da severek okudum. Ama tabiki favorim Martin Eden.
Denizin Çağrısı, nefes aldığı her anın tadını çıkarmak isteyen memnuniyetsiz bir gencin hayata ve yaşama dair farkındalık kazanma sürecini anlatıyor. Jack London'ın diğer birçok eserinde olduğu gibi, denize, denizciliğe dair ustaca gözlemler içeren roman, okurlara delidolu bir gençlik hikayesi sunuyor. (Arka sayfadan)
Kitabı okurken özet bir roman okuyormuşum hissini verdi. Yazar bu eserinde Martin Eden, Beyaz Diş ya da Vahşetin Çağrısı adlı eserlerindeki başarıyı ve sağlam kurguyu yakalayamamış. "Jack London'ın bütün eserlerini okuyacağım" diye bir iddianız yoksa bu romanı okuma listenizde son sıralara koyabilirsiniz.
Ek bilgi olarak bazı yayınevleri kitabı "İstiridye Korsanları" adıyla basmışlar.
Bilgilerinize...
San Francisco’da yaşayan Joe, kendini bir türlü derslerine veremeyen, arkadaşlarıyla sokak sokak gezmeyi sınavlara çalışmaya yeğleyen bir gençtir. Yaşamı sıradan, sıkıcı bulur, hep daha fazlasını bekler. Dolu dolu yaşamak ister ve günlerini çeşitli maceralara atılarak geçirenlere özenir. Kız kardeşinin okulda kendisinden daha başarılı olmasını,
Jack London diyince Deniz tutkusunu aktarmadığı bir kitap beklemek ne büyük gaflettir inanın bilmiyorum ve bu tutkuyu sizin iliklerinize işlemediği bir anlatım görmekte bir o kadar imkansız.
Jack London yazı üslubunu en sevdiğim yazarlardan biri olduğunu her kitabında tekrar fark ediyorum ve bu kitabı da aynı şekilde beni kendisine bağımlı kıldı
jack londan deyince aklımıza ilk gelen 'deniz tutkusu' olur, ki zaten gerçek hayatında da denizcilik yeteneği olan; hatta görmüş geçirmiş denizcilerin bile denize açılmayı göze alamadığı havalarda serüvene atılmaktan çekinmeyen cesur bir adam olduğunu bilmeyen yoktur aramızda;yani hayranlarında ;)... kitabın isminden de anlaşıldığı gibi bir deniz macerasını anlatıyor jack; ama gencecik bir çocuğun 4 günde yaşadıklarıyla... kitap; okulda ve sınavlarında başarısız olan ve içinde bulunduğu hayattan memnun olmayan, bu yüzden de büyük bir denizci olmak isteyen; sabah koltuk altında kitaplarıyla okula giden ancak bir anlık evden kaçma arzusuyla akşam kendini Dazzer adlı bir gemide tayfa olarak iş başında gören 15 yaşındaki Joe'nun hayata ve yaşama dair farkındalık kazanma sürecini anlatıyor... roman cidden akıcı ve etkileyici arkadaşlar... okuyun isterim... hele de ergenlik çağındaki çocuklarının mutlaka okuması gereken kitaplardan biri olduğunu düşünüyorum... sevgilerimle...
Neredeyse tamamen biyografik bir eserdir. Daha çok günlük tarzında olup, yaşanan anıları sayfalara aktarıp son olarak bir roman haline getirme süreci olarak anlatılır. Okuyanlar diyecek ki ne alaka. Evet, okuyanlar. Şöyle ki,
Yaşadığı her saniyenin tadını almaya çalışan bir genç var, Joe. Hayata ve yaşama dair bir şeyler öğrenme sürecinin anlatıldığı öyküde bunun da doğaya çıkarak olabileceğini anlatıyor yazar. Hayat sıkıcı ve sıradan geliyordur kendisine ve biraz heyecan istiyordur, görmek istiyordur etrafını. Evden kaçarak denizci olmaya karar verir ancak kader onu korsanların arasına götürür.
Şimdi başta dediğim kısma dönelim. Neden öyle söyledim, hemen açıklıyorum. London’un süt ninesinden aldığı bir borç meselesi vardır. Bu borç neticesinde bir denizciden tekne alır ve kaçak olarak istiridye avına çıkar. Bu avlara da korsanlarla beraber çıkar. Bundan sonra Amerika’yı dolaşması ve altın arayıcılara katılması ve kitaplarında da bu konuyu sıkça dile getirmesini çoğumuz biliyoruz. O hikayenin öncesi de budur işte.
Hepimize iyi okumalar dilerim..
Jo derslerinde çok başarısız ve devamlı gezmek isteyen hareketli birçok devamlı ailesine sorun çıkaran çocuk gözüyle bakılan bir genç kendisinden birkaç yaş küçük kardeşi de Jo’nun tam tersi oldukça derslerinde başaralı sakin bir genç kız Bessie bu durum Jo tarafından çok kıskanılıyor. Jo ne yaparsa yapsın ders çalışmaktan hoşlanmayan bir çocuk ailesi de bu durumdan oldukça bezmiş Jo da Denizlere olan aşkını anlatıp duruyor babasına birgün babasıyla tartışmasından sonra evden kaçıp bir gemiye biniyor ancak Jonun bilmediği şey gemi bir korsan gemisi ve hırsızlıklar için kullanıyor orada Deniz çocuğu diye bir arkadaş edinir. Aslında hırsız ve korsan olmasına rağmen Jo’ya oldukça iyi davran Deniz çocuğu Jo’yu etkiler. Gelelim kitabın en duygusal yerine.. Deniz çocuğu elinde bir derginden kesilmiş kız-erkek konuşurken resmî Jo’ya gösterir
Ve bunun kız kardeşine benzeyip benzemediğini sorar.
Jo’ya kızlarla arkadaş olmak aile olmak nasıl bir şey olduğunu bilmediği söyler. Kitap böyle işliyor arkadaşlarım okuyacaklara şimdiden iyi okumalar.
Jack London tüm kitaplarını çok seviyorum genelde. Bu da beğendiğim bir eserdi tavsiye ederim
“𝐺𝑢̈𝑣𝑒𝑛 𝑔𝑢̈𝑣𝑒𝑛𝑖,𝑔𝑢̈𝑐̧ 𝑔𝑢̈𝑐𝑢̈ 𝑑𝑜𝑔̆𝑢𝑟𝑢𝑟𝑑𝑢.“
İlerleyen her satırda adım adım gelişen,değişen,dönüşen ve nihayetinde gelişimini tamamlamış bir kişiliğin romanıdır,The Cruise of The Dazzler ve Jack London’ın diğer romanlarında olduğu gibi yine kendi hayatından bi şekilde izler ve yine bir şekilde dalgalar,okyanus,rüzgar ve (bir de bu kitapta bolca yer