"Geride bıraktığımız kırk yılı kasıp kavuran son Kürt isyanının doksanlara tekabül eden bölümünde binlerce köyün boşaltılıp, bir milyondan fazla Kürt yurttaşın yerinden edilmiş olması da gösteriyor ki, rejim Kürt meselesini kesinkes halletmenin yolunun Kürtleri yerinden edip, Türk bölgelerine yerleştirmekten geçtiğine inanmaya devam ediyor."
"Islahatla, tedip ve tenkille, zorunlu iskânla, sürgünle geçen yüzyılın ardından Dersim, pasifleştirilmek bir yana, Kürt meselesinin, Kürt rezistansının merkezine doğru ilerlemiştir."
Zorunlu iskân, bir devletin, belli bir dini, milli veya etnik grubu -iradesine aykırı şekilde- doğal yerleşim alanından uzaklaştırarak başka bir yere nakletmesi ve söz konusu grubun dil ve kültürünü ortadan kaldırmak için yeni yerleşim yerinde de bazı tedbirleri uygulamasıdır. Bu, kimi zaman yeni yerleşim yerinde toplu oturumun yasaklanması, seyahat veya bir araya gelme engelleri, kimi zaman ise dil, kültür, ibadet veya belirli mesleklerle iştigal etme yasakları şeklinde olur. Yasakların yanı sıra, askerlik ve vergi muafiyeti, ev ve arazi verme vb. uygulamalar ile iskân edilenlerin yeni yerlerinde kalmaları teşvik edilir.
Sayfa 43 - Zorunlu İskân: Kavramsal Çerçeve ve Tarihsel Arka PlanKitabı okuyor
"Genelkurmay Başkanlığı Harp Dairesi'nce yayımlanan Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar adlı meşhur kitap (Reşat Hallı, 1972), Dersim İsyanı esnasında 17 günde yapılan tarama harekatında ölü ve diri 7954 kişinin ele geçirildiğini ve 1019 silahın toplandığını rapor etmektedir. Topu topu bir kaç on bin kişinin yaşadığı bir havaliden 7954 kişinin ölü ve diri ele geçirilmiş olması kadar, ele geçirilen kişilerle yakalanan silahların sayısı arasındaki bariz örtüşmezlik, isyan esnasında vuku bulan eziyetin derecesi hakkında yeterince şey söylüyor olsa gerek."
"Kürt köylerini boşaltmak, yakmak, boşaltılan köylerin sakinlerini Türk nüfus arasına serpiştirip Türkleşmelerini sağlamaya çalışmak, kısaca zora dayalı bir asimilasyon, Dersim meselesini halletmenin mümtaz aracı olmuş gibidir."
Tarihte pek çok halkın, kavmin, aşiretin ve milletin gelip yerleştiği Dersim bölgesi, uzun yüzyıllar içerisinde heterojen bir topluluk oluşturmuştur. Geçen yüzyılda Ermeniler, Alevi Zazalar, Alevi Kürtler, Alevi Türkmenlerin bir arada yaşadığı ve Ermenice, Zazaca, Kürtçe ve Türkçe'den oluşan en az 4 dilin konuşulduğu bu bölgenin halkı kendisine ''Kırmanc'', yaşadığı coğrafyaya da ''Kırmanciye'' adını vermektedir. Kırmanc adı ile Dersimliler, Zazaca, Kürtçe, Türkçe veya diğer dilleri konuşan bölgedeki Alevi-Kızılbaş toplulukların tümünü işaret etmektedir. Kırmanc, milli bir tanımdan çok inançsal bir Alevi-Kızılbaş üst-kimliği anlamına gelmektedir. Kırmanc adlandırmasının içeriği tartışmalı olsa da Dersim halkının kendisine verdiği bu ismin kullanılması, bilimsel ve etik yönden doğru olacaktır. Zira bir toplum kendisine ne diyorsa odur.
Sayfa 27 - 71 Yıl Sonra Ortaya Çıkan Sürgün BelgeleriKitabı okuyor