"İnsan ağaç değildir. İnsanın mutsuzluğu bağlılıktır. Bağlılık, insanın cesaretini yok eder, kendine güvenini azaltır. Bir yere bağlanmakla insan, uygun olmayanlar dahil, bütün şartları kabullenmiş ve kendisini bekleyen belirsizlikle kendi kendini korkutmuş olur. Değişiklik ona, terk etmek, elde ettiklerini yitirmek gibi görünür. İşgal ettiği yere gelip başkasının yerleşeceğini, kendisinin de her şeye yeniden başlamak zorunda kalacağını sanır. Gerçek yaşlılığın başlangıcı, yerleşmektir. Korkmadığı sürece gençtir insan... Gitmekle özgürlüğünü korumaya, çevreyle birlikte benimsemediği yaşama koşullarını değiştirmeye hazırlıklı olduğunu gösterir."
"Ölüme aracılık eden ümit, kinden daha büyük bir canidir. O, arzuladığı şeyleri kulağına fısıldayarak insanı sakinleştirir, inandırır ve bıçağın altına gönderir."
"Yol kenarındaki elma ağacının yeni çiçek açmış dalına dokunuyor; sayısız damarcıklarında akan sıvıyı parmaklarımda duyuyorum. Bu sıvı, varsın benim de vücuduma geçsin; parmaklarımda elma çiçekleri, avuçlarımda şeffaf, yeşil elma yaprakları bitişsin. Bu meyvenin tatlı kokusu ve sakin dertsizliğine dönüşünce, çiçek açmış ellerimi hayranlıkla bakan gözlerin önüne sereceğim. İlkbaharlarla yenilenen, sonbaharlarla durulan, gökten beslenen toprağa gömülü ellerimi, doyurucu yağmurlara da uzatacağım. Her şeye yeni baştan başlamak iyi olurdu benim için."