Desen Gönderileri
Desen kitaplarını, Desen sözleri ve alıntılarını, Desen yazarlarını, Desen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Gönlüm isterdi ki, mâzîni dirilten san'at,
Sana târihini her lahza hayâl ettirsin.'
Sayfa 14
Hattatlar hakkında halk arasında şu hikâye rivayet edilir: İslâm inancına göre, bir insanın hayâtı boyunca alıp vereceği nefes sayısı, dünyâya gelmeden evvel değişmeyen kaderinde belirlenmiştir. Halkımızda bu inançdan yola çıkarak:
"Hattatlar çalışırken elleri titremesin diye sık sık nefeslerini tutarlar. Böylece sayılı olan nefeslerini daha uygun bir zaman içinde kullandıklarından ömürleri uzun olur" şeklinde bir atıfta bulunmuştur.
Bu hikaye bir yakıştırma da olsa, halkın geleneklerine, sanatına ve sanatkârına verdiği değerin ve sevginin güzel bir işâretidir.
Sayfa 19
Sanat, anlatmak istediği mânâyı muhâtabına hissettirerek bizzat yaşattığı zaman başarılı olmuş ve ölümsüz eserler verebilmiştir. bir düşünürün dediği gibi:
"Ressamlar dağların güzelliğini resmedinceye kadar, insanlar bu güzellikden habersizdiler. Bir şâirin sevgilisine yazdığı şiiri okuyan kimse, o şiirde kendinden birşeyler bulursa onu benimser ve zevk alır. Yoksa şiirin muhtevâsı sadece şâire aittir. Bu örnekler gösteriyor ki, sanatkâr anlatmak istediği güzelliği veya içinde bulunduğu hâli, eserinde toplumla paylaşıp duygu bütünlüğünü sağlayabildiği kadar başarılıdır. Bu başarının sırrı ise, varlığını saran aşk ile üslûbundaki samîmiyettir.
Sayfa 15
Fakat insan bütün aczine rağmen, bu cezbe içindeyken hissettiklerini paylaşacağı gerçek dostu bulmak ihtiyâcını duymuş ve imdâdına yetişen yine sanat olmuştur.
Yaradılan şey güzeldir. Bu güzellik bilinmek, beğenilmek, sevilmek ister, ilgi ve sadakat bekler. Bu da ancak aşk ile olur. Aşkın dili ise sanattır.
Sayfa 15
Güzellik ve aşk gibi kavramlar, kalıplara sığmayan, ifâde edilemeyen ve ölçüye gelmeyen değerlerdir. Ancak hissedilir ve yaşanır.
Sayfa 15
Sanat, güzellik ve aşk, bunlar birbirini var eden, ayrılmaz üç temel kavramdır.
Sayfa 15
Demek ki ilk insan, resmi sanat yapma kaygısından çok, önemli gördüğü olayları anlatmak ne kendinden sonra gelecek nesillere duyurmak için kullanmıştır.
Sayfa 14
Sosyal hayatta sanatın, insanlıkla yaşıt olduğu söylenir. Sanat târihçileri ilk insanın mağara duvarlarına çizdiği insan ve hayvan figürlerini, resmin ilk denemeleri veya başlangıcı olarak kabul ederler.
Sayfa 14
Sanat, bir anlatış, bir ifâde ediş şeklidir. Anlatılan ise, sanatkârın iç ve dış dünyâsıdır. Başka bir deyişle, insanın yaşadığı dünyâyı gönül gözüyle seyrederken gördüklerini, hissettiklerini sembollerle anlatmasıdır. Sanat, düşünülen, hissedilen duygu ve düşüncelerin maddede biçimlenerek vücut bulması, varlık kazanması veya mânânın maddeye yansımasıdır. Her sanat eserinin temelinde, onu var eden bir mânâ ve duygu mevcuttur.
Sayfa 14
Sanat (san'at) kelimesinin lugat mânâsı, mârifet, hüner, ustalık olarak verilmektedir. Sanatger veya sanatkâr ise, sanatı iş edinen kimse demektir. Sedefkâr, bestekâr, güftekâr, icrâkâr gibi. Fakat şu da bir gerçektir ki, her hüner ve mârifet sanat sayılmaz.
Sayfa 14
Bu sebeple târihin kapısını aralayarak geçmişe bir göz atmadan, sanatı sâdece şekil ve kuralları ile tanıtmanın yeterli olmayacağını inanıyoruz.
"Zîra istikbâlin kulağına söylenecek söz, gözüne gösterilecek istikamet, vâdesini tamamlamış bu tarih hazinesinin derinliklerinde saklıdır."
Sayfa 9
Çünkü Türk sanatının omurgasını teşkil eden ve genel olarak saray bünyesinde yer alan nakışhânelerin, milli üslûbun oluşması ve gelişerek devam etmesi bakımından önemli hizmetleri olmuştur.
Sayfa 9