Devlet
Platon (Eflatun)En Eski Devlet Gönderileri
En Eski Devlet kitaplarını, en eski Devlet sözleri ve alıntılarını, en eski Devlet yazarlarını, en eski Devlet yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Büyük acılar gibi taşkın zevkler de insanı çileden çıkarır.
Hiçbir şey insanın içine ritim ve düzen kadar işlemez.
Kendini hep hasta bilenin gerçekten de bedeninde ağrılar hiç eksik olmaz.
Seçeceğimiz insanlar hayatları boyunca sadece toplumun faydasına çalışmış, zararına olan şeylerden ise sakınmış insanlar olmalı.
Bizce eğrilik. ölçüsüzlük, korkaklık, bilgisizlik, bir kelimeyle bütün kötülükler, işte bu bölümlerin düzensizliği kargaşalığıdır.
Ölçülülük, arzularımıza, heveslerimize vurduğumuz bir çeşit dizgindir.
Bir tek şeyin aynı zamanda ve aynı yönüyle bir birinin tersi iki şey yapması ya da bu iki şeye birden uğraması mümkün değildir. Bir yerde ters iki şey görürsek bunlar bir tek ilkeden değil değişik ilkelerden gelir.
.................................................
Siyasetin gereği olarak görünen bugün söylediği şeyi yarın inkar eden bireyler, tek bir doğrudan beslenmediği gibi, çelişkili davranışları toplumu, ileri götürmekten çok, boşa dönen teker gibi kısır döngüye sokacaklardır.
Toplum, bu gibi siyasette öne çıkmış kişilikleri desteklediği ölçüde alçalacaktır.
İşte O Ünlü Tespit
Filozoflar bu devletlerde kral, ya da şimdi kral ve lider dediklerimiz gerçekten filozof olmadıkça, böylece aynı insanda, devlet gücüyle akıl gücü birleşmedikçe, kesin bir yasa koyarak herkese, yalnız kendi yapacağı iş verilmedikçe, bence bu devletlerin başı dertten kurtulamaz.
Beyinyandı
Demek ki daha gerçek şeylerle dolan, kendisi de daha gerçek olan; daha az gerçek şeylerle dolan, kendisi de daha az gerçek olandan daha gerçek olarak doğar.
Bu sebeple, bilgeliğe , filozofluğa ruh üstünlüğüne ulaşmaya çalışmayan,beden zevklerini tatmin etmekle uğraşanlar sanki hep alçağa düşüp sonra ortaya kadar çıkar, ömürleri boyunca bu ikisi arasında mekik dokurlar. Bu sınırı aşamazlar bir türlü. Gerçek yükseğe ne gözlerini kaldırmış, ne de gitmişlerdir ona doğru. İçleri hiçbir zaman varlıkla dolmamış, sağlam yalın bir zevk tadamamışlardır. Gözleri hayvanlarınki gibi hep yerde, aşağıda sofradadır. Yarış eder gibi karın doyururlar sen çok yedin ben az yedim diye itişir kakışırlar, boynuzları, nallarıyla birbirlerini iter, kakar, yine de doyuramazlar aç gözlerini.
Neden çünkü gerçek yiyecek değildir yedikleri, doyurdukları yanları da asıl var olan yediğini saklayabilen yanları değildir.