Dillerde Dolaşan Deyim ve Sözlerin, Gerçek Öyküleri

Deyimler ve Öyküleri 4

Selim Gündüzalp

Deyimler ve Öyküleri 4 Quotes

You can find Deyimler ve Öyküleri 4 quotes, Deyimler ve Öyküleri 4 book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Gelelim bamyanın faziletine KÖYÜN BİRİNDE cami cemaatinden bir adamcağız varmış. Hem saf, hem cahilceymiş ama, tek arzusu imam efendiler gibi kürsüye geçip, cemaate vaaz etmek nasihatta bulunmak imiş. Bu sebeble ne vakit bir fırsat bulsa, meselâ imam azıcık gecikse, hemen kürsünün ucuna ilişir, kürsüde duran vaaz kitabını imamın işaretlediği yerden açar, hem okur, hem anlatırmış. Cemaat bunun bu hâline önceleri gülüp geçiyorsa da, bakmışlar işi azıtıyor. Artık eskisi gibi kürsünün kenarına ilişmek yerine, iyice içine kuruluyor, imam varmış yokmuş farketmeden “Ey cemaat! Ey Ümmet-i Muhammedi Ey gafiller!..” diye ver yansın ediyormuş. Cemaatten bir kaçı: “Şuna iyi bir ders vermezsek, başımıza Şeyhülislâm kesilecek” diye karar almışlar ve imamı da tezgâhın içi­ne dahil edip, bir oyun hazırlamışlar. Bir Cuma günü cami tıklım tıklım dolu iken, imam bilerek vaaza geç kalmış. Caminin öte beri işlerini gö­ren ve müezzinlik yapan başka biri ise, her vakit kür­süde duran vaaz kitabını alıp, yerine bir yemek kitabı koymuş. Bizimkisi bakmış imam ortalarda yok. Cema­ at de maşallah pek kalabalık. Hemen ayağa kalkıp, saf­ lan yara yara kürsüye gelip çıkmış. Şöyle bir boğazını temizledikten sonra, önünde hazır duran kitabı işaretli yerinden açmış ve okumaya başlamış؛ “Eveeeeet, gelelim bamyanın faziletlerine..." Bu deyim, bir mevzu anlatılırken konuşanın lâfı uzatması, alâkasız konulara girmesi gibi durumlarda kullanılır. “Önemli işleri bitirdik de, sıra bunlara gel­di..” mânâsına gelir.
Kebikeç
Eski yazma kitapların ilk sayfalarında sıkça rastlanan bir tılsımdır. "Ya Kebikeç" ibaresinin, kitapları kurtlardan ve güvelerden koruduğuna inanılırdı. Sûryanî lûgatında bir melek ismi olan Kebikeç, aynı zamanda haşarat için görevlendirilmiş meleğin de ismidir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Reklam
Gözdağı vermek
KÖYLERDEN kasabalara, kasabalardan şehirlere at arabaları ile yolcu taşıyan bir arabacı, bir gün ücretlere on altın birden zam yapmış. Yolcular, "Ağam bu zam çoktur, hangimizin kesesinde bu kadar para var ki.. .. deyip itiraz etmeleri karşısında da, parmağını yol üzerindeki sarp yalçın ve mor dağlara uzatarak: "Şu dağı görüyonuz mu? Benim arabam bu dağ yolundan iki günde ancak geçer. O yolda, kurdu var, ça kalı var, hırsızı var, Şeytan Geçidi var, Ecel Köprüsü var, insanı pırasa gibi doğrayan eşkiyası var, var oğlu var. .. Ben eşkiyaya avanta veriyorum habarınız yok! Parayı çok bulan yörüsün getsin" demiş. İşin aslına bakarsanız, arabacı eşkiya ile ortakmış. Yolculardan topladığı fazla paranın bir kısmını onlara verir, kalanını ise kesesine atarmış. Eşkiyalar ise, zamq.n zaman ortalığa çıkar korku salarlarmış ki, arabacı fiyatı rahat artı rabilsin. Acelesi olan, önemli işleri bulunanlar, arabacıya yalvar yakar oldular sa da, arabacı dediğinden dönmemiş . Her seferinde, eliyle dağı gösterip, yolcuların gözünü dağlar ile korkutmuş . ••• Bu deyim, "istenileni yaptırabilmek amacıyla kor- kutmak, korkutucu eylemde bulunmak" anlamında kullanılır.
Gelelim bamyanın faziletine
KÖYÜN BİRİNDE cami cemaatinden bir adamcağız varmış. Hem saf, hem cahilceymiş ama, tek arzusu imam efendiler gibi kürsüye geçip, cemaate vaaz etmek nasihatta bulunmak imiş. Bu sebeble ne vakit bir fırsat bulsa, mesela imam azıcık gecikse, hemen kürsünün ucuna ilişir, kürsüde duran vaaz kitabını imarnın işaretlediği yerden açar, hem okur, hem anlatırmış . Cemaat bunun bu haline önceleri gülüp geçiyorsa da, bakmışlar şi azıtıyor. Artık eskisi gibi kürsünün kenarına ilişrnek yerine, iyice içine kuruluyor, imam varmış okmuş farketmeden "Ey cemaat! Ey Ümmet-i Muhammed! Ey gafiller! .. " diye ver yansın ediyormuş. Cemaatten birkaçı: "Şuna iyi bir ders vermezsek, başımıza Şeyhülislam kesilecek" diye karar almışlar ve imamı da tezgahın içine dahil edip, bir oyun hazırlamışlar. Bir Cuma günü cami tıklım tıklım dolu iken, imam bilerek vaaza geç kalmış. Caminin öte beri işlerini gören ve müezzinlik yapan başka biri ise, her vakit kürsüde duran vaaz kitabını alıp, yerine bir yemek kitabı koymuş. Bizimkisi bakmış imam ortalarda yok. Cemaat de maşallah pek kalabalık . Hemen ayağa kalkıp, safları yara yara kürsüye gelip çıkmış. Şöyle bir boğazını temizledikten sonra, önünde hazır duran kitabı işaretli yerinden açmış ve okumaya başlamış: "Eveeeeet, gelelim bamyanın faziletlerine ... " ••• Bu deyim, bir mevzu anlatılırken konuşanın lafı uzatması, alakasız konulara girmesi gibi durumlarda kullanılır. "Önemli işleri bitirdik de, sıra bunlara gel-i.." manasına gelir.
Şifa niyetine
ADAMıN BİRi, oburluğu yüzünden hastalanmış. Yatağa düşmüş, kıvrım kıvrım kıvranıyormuş . Oğulları doktor çağırmışlar. Doktor iyice muayene etmiş . Şikayetlerini dinlemiş. Sonra da demiş ki: "Bak efendi, can boğazdan gelirse, boğazdan da gider. Boğazına hakim olacaksın . Sana bir perhiz listesi vereceğim, buna uyacaksm. Pisboğazlılık yok. " Adamcağız, ağız burun bükse de, "Eyvallah doktorum" demiş. Bir gün evde zeytinyağlı patlıcan dolması yapmışlar. Kayınbabasının dolmayı çok sevdiğini bilen gelini, bir dolma getirerek: "Ne olur babacığım, hatınm için bir tanecik yiyiver. Şifa niyetine" diye yalvarmış. Gelinin bu yalvarışına dayanamayan adam, dolmayı yutmuş . Arkasından oğlu gelmiş: "Benim hatınm yok mu? Bak, Maşaallah iyileştin, şifa niyetine, bir de benim elimden" deyip, o da dolmayı yedirmiş . Öteden karısı bir dolına almış gelmiş: "Aa, çoluğun çocuğun hatın var da, kırk yıllık karı­ nın hatın yok mu? Şifa niyetine, bir tane de benim elimden" demiş . Adam onu da yutmuş. Az sonra mide sancıları başlamış. Doktor çağırmışlar. Adamcağız: "Aman doktor yetiş, şifa niyetine ölüyorum" diye söyleniyormuş . ••• Bu deyim, herşeyin azı karar, çoğu zarar olduğunu belirtmek için kullanılır .
Sayfa 181Kitabı okudu
Otur oturduğun yerde
ADAMıN BİRİ peygamberlik davasına kalkmış. Derdest edip, padişaha götürmüşler. Padişah bakmış ki adam bu işe sırf yolunu bulmak için girmiş. Ama belli etmez. Ciddi ciddi sorar: "Sen peygamber misin?" "Evet, peygamberim." "Cebrail geliyor mu?" "Gelmez mi, geliyor elbet!" "Bir mucize göster
Reklam
20 öğeden 21 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.