Atatürk'ün yalnızca konuşmakla yetinmeyip sözlerini çizimlerle, krokilerle pekiştirme gereği duyması, Osmanlıcanın o yıllarda artık iyice bulanık bir dil durumunda olmasından ve bu dille Kurtuluş Savaşı'nın gerektirdiği iletişimi yürütmenin çok güç olmasındandır. Bana karşı çıkan dinleyicinin, Osmanlıca çok gelişmiş, mükemmel bir dildi, saptamasına da katılmıyorum.