Dilekler Tacı'nda, serinin ilk kitabı Yıldızlara Sarılı Kraliçe'den hatırladığımız Gauri ve Vikram'ın hikâyelerini okuyoruz. Onları ve yaşadıkları hayatları yakından tanıyor, kaderlerinin birleştiği Dilekler Turnuvası'nda heyecanlı bir maceraya tanıklık ediyoruz. İlk kitaba kıyasla karakterleri de, olay örgüsünü de, anlatımını da çok daha fazla beğendim. Gauri'nin mücadeleci ruhunu, Vikram'ın kıvrak zekâsını ve altında derin bir acıyı sakladığı eğlenceli karakterini tanımış olduğuma memnunum. Bu ikilinin Vetala ile olan sahnelerinde de epeyce eğlendiğimi söyleyebilirim. Tek eksik bulduğum nokta, son kısmıydı. Biraz daha detaylı olmasını isterdim, misal gelecekteki yaşantılarıyla ilgili küçük, insanın içini ısıtan bir kesit ile bitirilebilirdi diye düşünüyorum. Bunun dışında gayet keyifliydi. Ve son olarak kitabın ana fikri olarak çıkarımım kesinlikle şu oldu:
"Asıl mühim olan insanın ne kadar yaşadığından ziyade nasıl yaşadığıdır. Asıl ölümsüzlük, aradan geçen onca zamana rağmen, arkanda seni daima hatırlatacak güçlü bir hikâye bırakabilmektir. İnsanlar ölür, hikayeleri yaşamaya devam eder."
