Din ve Cinsellik
Turan DursunDin ve Cinsellik Gönderileri
Din ve Cinsellik kitaplarını, Din ve Cinsellik sözleri ve alıntılarını, Din ve Cinsellik yazarlarını, Din ve Cinsellik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bağışlanmak için onlar cezalandırılmalıydı.
Böylece insan düşüncesini tutsak eden "iyiyi ve kötüyü bilme" yasağı ve yaradılış söylencesi dışlanarak özgür düşüncenin önü açılmıştır.
Toplumların başına geçebilen adamlar, toplumu Allah adına yönetirlerdi. Her türlü hak ve yetki onlardaydı. Bireyin hakkı, özgürlüğü söz konusu değildi.
İnsan toplumları büyüdükçe ve devlet haline geldikçe, bireyler üzerindeki yük de o kadar çoğaldı.
Kitaplı dinlerin taraftar bularak yaygınlaşması, toplum yöneticilerinin güçlerinin artmasına da neden oldu. İlk çağlardan bu yana işbirliği içinde oldukları ruhban sınıfı ile dayanışmayı sürdürmekte sakınca görmediler.
Böylece, araştırma ve yenilik getirme özgürlüğü kulların, yani insanların elinden alınmış oluyordu. Bu kurala göre, düşünen, bulan, bilen sadece Tanrı katındakilerdir. Aksine hareket eden insanlar ölümlüdür. Ama sonu kesinlikle cehennem olan bir ölüm...
Yaradılış söylencesi aynı kalıp içinde İslama da yansıtıldı. Özetle insanların korkuları, "iyiyi ve kötüyü bilme"nin yaptırımı olarak cennetten kovulup cehennemde yanmaktır.
Artık başatlar, yönettiği toplumu oluşturan insanların efendisiydiler. Toplumlar, sözüm ona, Tanrı adına yapılan kurallarla yönetiliyordu.
İlkel insan kümelerinde, ata korkusu ve nihayet, büyük kabile ve kavimlerde ata korkusu yerine geçen Allah korkusu, insanların kafalarında sayısız yasaklar yaratmıştır. Yasaklar ve hurafeler üzerine kurulan birçok âdetler ve gelenekler insanları düşünce ve harekette çok bağlamıştır. O kadar ki, kişisel düşünce ve hareket özgürlüğü gibi bir hak kavramı bilinememişti.
Birey toplum içinde, insan olarak "iyi ve kötüyü" ayırt etme özgürlüğüne sahip olabilmelidir. İnsanın özgürlük alanlarını kısıtlayan en önemli öğe, ilk çağlardan itibaren, doğa güçlerine duyulan korkuları kutsallaştırmalarıdır.