Tam anlamıyla neresinden başlayacağımı bilemediğim bir kitap. Aslında benim için bir kitaptan da öte. Kendimden notların bulunduğu, tabiri caizse kitabın bütün cümlelerini çizdiğim özel defterim haline geldi.
Safiye Erol okuduğum dördüncü kitabı Dineyri Papazı ile berber iyi ki okuduğum, iyi ki tanıdığım, iyi ki tam anlamıyla hissettiğim dediğim bir yazar oldu.
Olay örgüsü, karakterlerin yaşatılması, tasvirler mükemmeldi.
Dünyadan alıp başka âlemlere götüren üslubu kaleminin ustalığını çok açık gösteriyor.
Resmen karakterleri kendimden fazla benimsedim. Bununla birlikte yeri geldi çok kızdım yeri geldi çok hüzünlendim. Öyle ki kitabın sonunda Gülbün için derin bir oh çektim. Hele kitabın sonlarına doğru Selimiye Camii için yazdıkları beni sanki caminin içindeymişim gibi hissettirdi.
Okumanızı kesinlikle tavisye ediyorum.