Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Direniş Pusulası : Kudüs

Merve Safa Likoğlu

Direniş Pusulası : Kudüs Gönderileri

Direniş Pusulası : Kudüs kitaplarını, Direniş Pusulası : Kudüs sözleri ve alıntılarını, Direniş Pusulası : Kudüs yazarlarını, Direniş Pusulası : Kudüs yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hemen bugün şimdi Kudüs sorunu çözülsün ister nefis. Bu sorun halledilsin ve mutlu mesut yaşayayım ister. Fakat hadislerden öğreniyoruz ki kıyamete dek Mescidi Aksa'nın ayetle mübarek kılınmış çevresinde, sorunlar bitip tükenmeyecektir. Yeryüzünde her bölgede barış olacaktır da, orada ebedi barış olmayacaktır. Demek ki Kudüs için yalnızca bugün yaptıklarımızdan değil , ömrümüzce atacağımız adımlardan sorumluyuz . Bugün bilgi ve eylem planında bir adım daha attıysak İslam için, bugünümüz kutludur.
Sayfa 4 - E-KitapKitabı okuyor
Hücre hapsinde kalan bir Filistinli o dönemi şöyle anlatıyor: "Hapisteyken, tam altı ay boyunca tek başıma bir hücrede kaldım. Hücre hapsi sırasında duygularımı kaybettim. Duygularımın artık hiçbir anlamı yoktu, öyle hissettim."
Reklam
Filistin'de Akdeniz Sahilleri
Eskiden deniz kenarına gidebilen fakat artık işgalci israilin kısıtlamaları nedeniyle denizi göremeyen Batı Şeria Filistinlileri, batıdan esen rüzgarın Akdeniz'in kokusunu getirdiğini ve eski günleri hatırlattığını ifade eder. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesi olarak da adlandırılan Gazze ve buranın mahkumu Gazzeliler için Akdeniz bir teselli, bir umut kaynağıdır. Filistinli genç bir kadın bu umudu şöyle tarif ediyor; "Gazzeli birçok insan için deniz gizli bir arkadaş gibidir. Önemli bir karar vermem gerektiğinde denize gider ve onunla konuşurum". Toplam 364 kilometrekarelik bir alanda 1.5 milyondan fazla insanın yaşadığı bu şehirde, denizin sunduğu açıklık, dar bir alana sıkışmışlık hissini açar, genişletir.
Filistinlilerin Anahtarları
Zeytin Ağaçları, taş atan çocukların yanı sıra en önemli umut sembollerinden biri de "Eski Anahtar"dır. 1948 yılında evlerinden zorla çıkarılan Filistinliler yakın zaman sonra geri dönecekleri umuduyla kapılarını kilitleyip anahtarlarını yanlarına almış ve özenle saklamışlardır. O evler bugün çoktan yıkılmış olsa da anahtarlar bir umut sembolü olarak yeni kuşaklar tarafından hala saklanır.
Günümüzde sanatçılar Filistin'de verilen mücadeleyi eserleriyle ölümsüzleştirir. Ressam, direnişi resmederek istilayı ve işgali anlatır. Yönetmen, kamerasını gerçeklere çevirir. Yazar kalemiyle direnir. Müzisyen notalarıyla Kudüs için umut şarkıları besteler. Örneğin, Feyruz konserlerinde şarkılarını seslendirirken gülmez. Ortadoğu'nun acılarına şarkılarıyla tanıklık eden sanatçı ne zaman Filistin'de kadınların yüzü gülerse o vakit şarkılarını gülerek söyleyeceğini ifade eder. Kalpleri, akılları ve elleri sanatla yoğrulan bu ruhlar kültüre sahip çıkarak isyan bayrağını dalgalandırmaktan vazgeçmezler.
Mescid-i Aksa'nın ortasındaki Kubbetü's-Sahra Camiini ziyaret eden Evliya Çelebi, duyduğu hayranlığı coşkulu bir üslupla dile getirir: "Bu hakir 38 sene 17 padişahlık yer gezdim, seyrettiğim binalarda böyle yedi cennet benzerini görmedim. İçine insan girince dehşete kapılıp hayran olarak o an parmağını ağzına götürür. Bir beyaz mermer döşeli sahranın ortasında bir Havernak Köşkü gibi nur dolu bir camidir." Anlattığına göre ... üzüntülüyken avlunun içinde dolaşanlar neşelerine tekrar kavuşmaktadır; "gam giderici avludur" der
Reklam
Filistin'de Ecdadın İzleri
Osmanlı ordusu 31 Aralık 1516 tarihinde Kudüs'e girer. Yavuz Sultan Selim ve askerlerinin dualarına eşlik eden on iki bin şamdanın ışığı Kudüs'ü dört yüz yıl aydınlatır. Günümüze dek sapasağlam ayakta duran şehrin tüm surları Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılmıştır. Osmanlı döneminde dört bir yana inşa edilen barajlar, su kanalları, çeşmeler şehre can vermiştir. Günümüzdeyse Kudüs'te Müslüman mahallesi suyu sadece kuyulardan temin edebilmektedir. Belediye Müslüman bölgelere temizlik hizmeti vermez. Etrafı duvarla çevrili şehirde Filistinlilerin yaşadığı yerleri kuşatan büyük Yahudi yerleşim merkezleri kurulmuştur. Filistinlilerin yaşadıkları bölgeler israil askeri noktaları, serbest silah atış alanları ve Yahudi yerleşimleriyle çevrilidir.
Murabıt ne demek?
Lügatte murabıtların; düşmanla karşılaşılacak yerlerde, sınır boylarında bekleyen nöbetçiler olduğu yazılıdır. Bir diğer anlamı ise; kalbini Allah'a bağlayan kişidir. Mescid-i Aksa murabıtları da kutsallarını taciz ve işgalden korumaya çalışırlar.
Murabıtalar ♡
Filistinli kadınlar içine düştükleri karanlıkla çok ağır bir şekilde yüzleştiler. 1948 Nakba'sında oğlu ve kocası gözlerinin önünde öldürülen kadın eline silah alıp kendi ihtilalini başlattı. 1982'de üç bin kişinin katledildiği Sabra ve Şatilla mülteci kamplarından kurtulan anne, oğlunun avucuna taş koyup "Davut gibi savur!" dedi. İşgalciler Mescid-i Aksa'ya baskın yaptığında mübarek beldeyi savunan ve kendilerine "murabıta" adını veren kadınlar, karanlıkta meşale oldular.
Filistin Halkı ♡
Direnerek şehadeti bir müjde kabul edip kaderini ipek kumaş gibi işleyen Filistin halkı ise özgürlüğün, onurun, vefanın mücessem anıtı olmaya ant içiyor sanki. Yeryüzü tecrübesinde masumiyet ve direniş namına insan zekasında beliren bütün fetihleri kuşatarak her defasında tüm ümmetin büyük sorumluluğunu bir avuç Müslüman olarak üstleniyorlar. (Betül ŞATIR)
Reklam
israil; dünyanın kerahet vakti gördüğü bir kâbus olmalı
...Orada onurlarıyla direnirlerken, alınlarının akı ile şehit olurlarken, yıkılan evlerini her defasında inşa etme kararlılığını gösterirlerken, bozgunculardan ve tuzak kuranlardan olmama bahtiyarlığını yaşarlarken israiloğulları da insanlık tarihinde dizgin bilmez davranışların sahibi olmaya devam ediyorlar. Harap mabetlerinin kandillerini masum insan kanı ile tutuşturmak istiyorlar. Tanrı ile kavgalarını her dönemde gizlemeyerek onu kıyamete zorlama küstahlığını sergiliyorlar. Her türlü rüsvaylığa bizi aşina kılan işgal devleti; genç, yaşlı, bebek, çocuk, kadın, erkek ayırt etmeden saldırılarla sefaletini ifşa eden israil; dünyanın kerahet vakti gördüğü bir kâbus olmalı. Baskın olarak itirazdan, isyandan ve inatlaşmaktan beslenen tıynetiyle; mürai, kalpsiz düşmanlar olarak yeryüzünü ifsat etmeye devam ediyorlar. (Betül ŞATIR)
Kutlu Belde
Başkalarını yaşatmak için ölenlerle yahut başkalarında yaşamak için şehit olanlarla dolup taşan bir memleketti Kudüs... Acının ve gözyaşının olduğu kadar umudun ve zaferin de diyarı. Ölümün ebedi gençlik olduğunu bize gösteren ve her şehidin bir kararlılık ve "burada kalacağız" haykırışı olduğu kutlu belde. Görür gibi iman edenlerin şehri. Şehadeti bir nişan gibi göğsünde taşıyan anaların, Allah için ölmeyi hamd sözcükleri ile karşılayan babaların şehriydi Kudüs... Hayatı şehadet ve zafer arasında salınan bir gergef olarak algılayanların; çekilen çileleri zaferin ve özgürlüğün alametlerinden sayanların vatanıydı.
Filistin meselesi bu toprakların kadim gündemi olmasına rağmen ülkemizde çocuk ve gençler için yazılan çok az Filistin kitabı mevcut. Yayınlanan kitapların çoğu tercüme eserlerden oluşuyor. Telif eserlerde ise özgün çalışmalar olmakla birlikte daha çok kopyala yapıştır mantığı ile hazırlanan içerikler var. (Ayşe Nur Narboğa)
Boykot
Bütün bu boykotları Müslümanları üç din için de kutsal sayılan Kudüs ve Filistin topraklarından sürmek, İsrail'e ebedi bir vatan kazandırmak için yaptıkları ve güçlerini imanlarından değil paralarından aldıkları ise malum. O halde biz de İsrail mallarını ve hammaddelerini satın almayarak Filistin'de yaşanan zulme karşı tavır geliştirmeliyiz. Ellerindeki taş ile füzelerle savaşan Filistinli gençleri Ebabil kılmanın yolu, İsrail'in ekonomik ve siyasi politikalarını desteklememek, İsrail'e karşı tavır sergilemek ve zulüm karşısında hakkı savunmaktır. (Ayşe MERCAN KARA)
Temiz sudan mahrum bırakılmak
İsrail askerleri topraklarını genişletmek için Filistin halkını mahallelerinden sürmeye çalışıyor. Bu gayeye ulaşmak amacıyla piramitin en altındaki insani ihtiyaçlar noktasında zulmederek hedeflerine ilerliyorlar. Temiz Su içememeleri için Müslümanların semtlerinde su tesisati bulunmamakta. Bahçelerinden kuyu suyu içmek zorunda bırakılıyorlar. Yalnız bununla da bitmiyor. Kuyu derinliği sürekli ölçülüyor. Sadece yüzeye yakın topraklı suyu içmelerine izin veriliyor. Kendi çabalarıyla biraz daha kuyu derinliğini arttırmak, daha temiz suya ulaşmak isteyenler fark edildiğindeyse tarifsiz eziyetlere ve cezalara çarptırılıyorlar. Tabii kuyularına da zarar veriliyor. Böylece zulüm boylanmaya, diğer Müslümanlar için de gözdağı olmaya devam ediyor. (Ayşe Mercan Kara)
705 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.