1 Eylül 1823
Onu terk ediyorlardı. Yaralı adam, önce yere sonra da uzaklara bakarak
onunla göz göze gelmekten kaçınan çocuğa baktığında bunu biliyordu.
Çocuk, günler boyunca kurt postundan şapkalı adamla tartışmıştı.
Gerçekten de günler mi geçmişti aradan?
Yaralı adam ateşi ve acısıyla boğuşmuş, duyduğu konuşmaların gerçek mi
yoksa zihninin hezeyanlı sayıklamaları mı olduğundan asla emin olamamıştı.
Açıklık alanın üstünde kalan haşmetli kayalıklara baktı.
Dalları birbirine dolanmış yalnız bir çam ağacı, her nasıl olduysa
kayalıkların arasında bitivermişti. Ona birçok kez dikkatle bakmıştı.
Ama ağaç ona hiç o anki gibi -dikey hatlarıyla belirgin bir biçimde
bir haç oluşturduğu anki gibi- görünmemişti. İlk kez, ilkbahar gelmeden
o açıklık alanda öleceğini kabullendi.