Mevlid - i Nebi

Diyanet Dergisi - Sayı 323

Diyanet Dergisi

Diyanet Dergisi - Sayı 323 Sözleri ve Alıntıları

Diyanet Dergisi - Sayı 323 sözleri ve alıntılarını, Diyanet Dergisi - Sayı 323 kitap alıntılarını, Diyanet Dergisi - Sayı 323 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
mevlid kutlamasının tarihi
Sünni İslam dünyasında devlet düzeyinde ilk mevlid töreni 1207 yılında Fatımiler döneminde, Selahaddin Eyyubi'nin eniştesi ve Erbil Atabeyi Melik Muzafferuddin Gökbörü tarafindan tertiplenmiştir. Uzun hazırlıklarla düzenlenen merasimler, bütün halkı kapsayan bir şekilde düzenlenirdi. Daha sonraları Mekke'de ve diğer İslam ülkelerinde de benzeri merasimler yapılmış, bu merasimler Osmanlıların bir döneminde doruk noktasına ulaşmıştır.
gelibolulu'ya göre mevlid-i şerif.
. Vesiletün-Necat'ın yazılmasının hemen akabindeki yüzyıl içinde hangi gözle görüldüğüne ve nasıl yüce bir konuma yükseldiğine Gelibolulu Ali'nin şu sözleri şahittir: "Hakikaten öyle güzel bir kitap yazmıştır ki, kalemden sayfalara dökülmesi, yıldızların uğurlu saatlerine ve uğursuzluktan uzak, mübarek bir vakte denk gelmiş olmalı ki, yıllardır nice yüce mecliserde okunur durur. Gerçekten çok dokunaklı bir edayla şiirleştirilmiştir. Bu kitap dışında nice mevlit kitapları yazılmış olmasına rağmen bunları ne kimse eline alır ne de bunlara bakar. Sanki bir insan tarafından değil de kutsal meleklerin telkiniyle yazılmıştır.
Sayfa 28 - (Mustafa isen, Künhül-Ahbâr'in Tezkire Kismi, AKM. Yay., Ankara 1994, Süleyman Çelebi maddesi.)Kitabı okudu
Reklam
Hz. Peygamber, hiçbir zaman için statükoyu korumaya çalışan bir muhafazakâr değil, bilakis daima ümmetini yeni ufuklara taşıyan bir yenilikçi olmuştur. Bunun bizim için gereği, tıpkı onun buyurduğu gibi, yerimizde miskin miskin oturmak yerine ümmetimizi her yönden dünya milletlerinin en ilerisine taşımaktr: "İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır.." (Ali el-Kari, el-Masnu', 174.)
din-medeniyet'in etimolojik ilgisi
. Bir kavram olarak, medeniyetin "Medine" kelimesinden türemiş olması, bunun da itaat, mülk, hüküm anlamına gelen "dane" fiil köküne sahip "din" (ibn Manzur, Lisanü'l-Arab, XIll/164-170, 402.) kelimesinden türemiş olması, yani etimolojik açıdan ortak bir kökten gelmeleri bu noktada önemlidir. Kelimelerin arasındaki bu ilişki şu tespiti haklı kılmaktadır: "Din" asıl, "medeniyet" türevdir. (bkz. Bedri Gencer, lslam'da Modernleşme (1839-1939), s. 39.)
minel var mı harbiden ya
. Günumüzde Kur'an-ı Kerimde geçiyor diyerek "Minel, Aleyna" gibi isim olmayıp edat durumundaki ibarelerin de isim olarak konulduğuna şahit olunmaktadır. Bu tercih -isim koyma açısından yanlış olsa da- Kur'an-ı Kerim'in isim konusundaki öncelik ve öneminin bir işaretidir.
تعجّب شول كيشيدن كه قاچار ربّ دائمدن اولور صوكره طلبكار فناي بى بقا خيفا اعماي قلبى ايلر اشبو حالت شبهه‌سز إثبات كور اولماز چونکه کوز ذاتنده لكن قلب اولور اعمى
Sayfa 43 - ahmed mâhirKitabı okudu
Reklam